Mazmûn nedir? Mazmûn (zımmen ifade olunmuş, gizli anlam) kavramını nasıl açıklamalı. Bir zamanlar, Upanişadlar'ı Latinceye çevirenler “o, sırr-ı Ekberdir.” Demişlerdi. Sırr-ı Ekber nedir? Felsefe (Sokrates), “önce kendini tanı” der; sufîler, “men arefe nesfehufe-kad arefe rabbehu” (kendini bilen rabbini bilir.) derler; sanatkâr kendi iç dünyasına dalarak varlığı tanımaya ve ifade etmeye çalışır; ilim adamı dahi bu varlık alemini inceler ve ondaki nizamın genel prensiplerini keşfe çalışır. En büyük sır bu varlığın kendisidir ve hepimiz bir şekilde, kendimize göre bir yol takip ederek, onun esrârına nüfûz etmeye çalışıyoruz. Şâirin dediği gibi: “çünkü her şey bu yoldur/ bu yol hayat yoludur/ ve bu yoldan geçerek/ cümle gülzâre gelir.” Faust'un yazarı Goethe'ye sormuşlar: “Hangisi büyük sır? En büyük sır nedir?” Goethe: “Âşikar sır” demiş, “herkese açık ve zâhir olduğu halde, neredeyse hiç kimsenin göremediği...” Çünkü, “görünen” gerçeğin arkasındaki “gizli anlam”, herkesin göremediği bir “açık sır'dır. İşte “varlığın mazmûn'u, “sırr-ı ekber”, en büyük sır budur.
Mazmûn nedir? Mazmûn (zımmen ifade olunmuş, gizli anlam) kavramını nasıl açıklamalı. Bir zamanlar, Upanişadlar'ı Latinceye çevirenler “o, sırr-ı Ekberdir.” Demişlerdi. Sırr-ı Ekber nedir? Felsefe (Sokrates), “önce kendini tanı” der; sufîler, “men arefe nesfehufe-kad arefe rabbehu” (kendini bilen rabbini bilir.) derler; sanatkâr kendi iç dünyasına dalarak varlığı tanımaya ve ifade etmeye çalışır; ilim adamı dahi bu varlık alemini inceler ve ondaki nizamın genel prensiplerini keşfe çalışır. En büyük sır bu varlığın kendisidir ve hepimiz bir şekilde, kendimize göre bir yol takip ederek, onun esrârına nüfûz etmeye çalışıyoruz. Şâirin dediği gibi: “çünkü her şey bu yoldur/ bu yol hayat yoludur/ ve bu yoldan geçerek/ cümle gülzâre gelir.” Faust'un yazarı Goethe'ye sormuşlar: “Hangisi büyük sır? En büyük sır nedir?” Goethe: “Âşikar sır” demiş, “herkese açık ve zâhir olduğu halde, neredeyse hiç kimsenin göremediği...” Çünkü, “görünen” gerçeğin arkasındaki “gizli anlam”, herkesin göremediği bir “açık sır'dır. İşte “varlığın mazmûn'u, “sırr-ı ekber”, en büyük sır budur.