"Korku ve Dehşet Üçlemesi"nin birinci metnini oluşturan "ve asma yaprakları gibi titreyen el" adında bu öyküler adı üzerinde korku ve dehşet konularını ele alıyor. İnsanın kökeninde var olan kötücüllük, korkuya ve dehşete yatkınlığı, onun özünde var olan, belki de ontolojik açıdan bedenine eklemlenen korku ve dehşetin nasıl da günümüz insanında göründüğünü irdeliyor. Milenyuma girmemize ve insan psikolojisi üzerine çok araştırmalar yapılmasına rağmen onun varoluşuna, ontolojisine ilişkin derinlikli etüd ve analizler ilerleyen zamanlarda da güncelliğini koruyacaktır. İnsan varoldukça, onun ruhunun gizemli yanları araştırılacak, ilerleyen zamanlarda ruhundaki farklı karanlık yanlar ortaya çıkacaktır. Bu öyküler insanın o karanlık yanların ayapılacak bir sondaj girişimi olarak da görülebilir.
"Korku ve Dehşet Üçlemesi"nin birinci metnini oluşturan "ve asma yaprakları gibi titreyen el" adında bu öyküler adı üzerinde korku ve dehşet konularını ele alıyor. İnsanın kökeninde var olan kötücüllük, korkuya ve dehşete yatkınlığı, onun özünde var olan, belki de ontolojik açıdan bedenine eklemlenen korku ve dehşetin nasıl da günümüz insanında göründüğünü irdeliyor. Milenyuma girmemize ve insan psikolojisi üzerine çok araştırmalar yapılmasına rağmen onun varoluşuna, ontolojisine ilişkin derinlikli etüd ve analizler ilerleyen zamanlarda da güncelliğini koruyacaktır. İnsan varoldukça, onun ruhunun gizemli yanları araştırılacak, ilerleyen zamanlarda ruhundaki farklı karanlık yanlar ortaya çıkacaktır. Bu öyküler insanın o karanlık yanların ayapılacak bir sondaj girişimi olarak da görülebilir.