“Kuş sesleri yükseliyordu topraktan. Belki taşların içinde toprakrengi kanatlar beliriyordu. Bir yürek gürültüsü, bir korku işareti. Oysainsan yeryüzünün bunca korkuyu nasıl olup da taşıyabildiğini aslaanlayamaz. Elbette, bu korkunun yükselişini, böylece vücudununbir yerinde, bir uzuv gibi aklınca yaşamaya başladığını...”
Bir gencin, yüksekokulu yarıda bırakıp askerliğini yaptıktansonra çocukluğundaki kasabaya dönüş hikâyesi bu. Ormanda birgörünüp bir kaybolan parsın ardından gidişinin hikâyesi. FarukDuman ormanda hiç kaybolmayan sisin içinden, o kendine hasdiliyle düşle gerçeği iç içe geçiriyor; insana, doğaya, yaşamıngücüne dair kuvvetli bir anlatı sunuyor okura…
“Kuş sesleri yükseliyordu topraktan. Belki taşların içinde toprakrengi kanatlar beliriyordu. Bir yürek gürültüsü, bir korku işareti. Oysainsan yeryüzünün bunca korkuyu nasıl olup da taşıyabildiğini aslaanlayamaz. Elbette, bu korkunun yükselişini, böylece vücudununbir yerinde, bir uzuv gibi aklınca yaşamaya başladığını...”
Bir gencin, yüksekokulu yarıda bırakıp askerliğini yaptıktansonra çocukluğundaki kasabaya dönüş hikâyesi bu. Ormanda birgörünüp bir kaybolan parsın ardından gidişinin hikâyesi. FarukDuman ormanda hiç kaybolmayan sisin içinden, o kendine hasdiliyle düşle gerçeği iç içe geçiriyor; insana, doğaya, yaşamıngücüne dair kuvvetli bir anlatı sunuyor okura…