Hazreti Ali'nin oğulları Hasan ile Hüseyin'in kanı hiçbir çağda kurumamıştır. Kerbela, bir ırmağın değil, akan ‘kan'ın öyküsüdür. Kentlerde, köylerde, kebesinin altındaki çobanın dilinde, Anadolu'daki her sazın telinde anlatılır durur. Yalnız Alevi kesimin yüreğini dağlayan bir ‘acı' sanılmasın bu öykü; Sünni halk arasında da bir tufandır Kerbela! Hangi inançtan olursa olsun, hangi dinin kulu olursa olsun, hangi ırktan, hangi ulustan gelirse gelsin; haksızlığa, zulme uğramış tek bir insanın acısını bütün insanlığın acısı olmadıkça insanoğlu gerçek erince eremeyecektir. Bekir Yıldız, romanına bu boyutu kazandırmaya çalışıyor. Bunu gerçekleştiriyor da. Bu boyutuyla “Kerbela”, çağımızda da Kerbela şehidi gibi katledilenlerin romanıdır.
Hazreti Ali'nin oğulları Hasan ile Hüseyin'in kanı hiçbir çağda kurumamıştır. Kerbela, bir ırmağın değil, akan ‘kan'ın öyküsüdür. Kentlerde, köylerde, kebesinin altındaki çobanın dilinde, Anadolu'daki her sazın telinde anlatılır durur. Yalnız Alevi kesimin yüreğini dağlayan bir ‘acı' sanılmasın bu öykü; Sünni halk arasında da bir tufandır Kerbela! Hangi inançtan olursa olsun, hangi dinin kulu olursa olsun, hangi ırktan, hangi ulustan gelirse gelsin; haksızlığa, zulme uğramış tek bir insanın acısını bütün insanlığın acısı olmadıkça insanoğlu gerçek erince eremeyecektir. Bekir Yıldız, romanına bu boyutu kazandırmaya çalışıyor. Bunu gerçekleştiriyor da. Bu boyutuyla “Kerbela”, çağımızda da Kerbela şehidi gibi katledilenlerin romanıdır.