Bu kitap, kocaları ve aileleri tarafından katledilen binlerce kadına adanmıştır.
Veda Balesi'ni okurken, hikayenin büyük bir kısmının yaşanmış olaylardan derlendiğini lütfen unutmayın. Kitabı bitirdikten sonra unutmamanız gereken tek şeyse, anlatılan hikayenin binlerce kadın tarafından hala yaşanıyor olmasıdır. Hatta on binlercesinin gerçek en büyük kurgudan daha korkutucudur. Bu kitabı okuduğunuzda hissedeceğiniz duygu bu olacaktır.
Birkaç dakika önce oyuncak bir bebekmiş gibi fırlatıldığı ve çarptıktan sonra yere yığıldığı vestiyerin önünde yatıyordu. Ayak seslerinin artık duyulmadığını fark edip gözlerini yavaşça araladı. Göğsüne yediği tekmeden sonra ağzına dolan kanı daha fazla tutamayarak zemine püskürttü. Hala korku ve panik içindeydi. Sakinleşmek için kendini biraz daha zorladı. Onun, bu gece geri dönmeyeceğini, her şeyin en azından şimdilik bittiğini biliyordu.
Kırmızı ojeli ve çoğu az önceki savruluşlarında kırılan tırnaklarını zeminden uzaklaştırdı. Aldığı yumruk darbeleri sonucu balon gibi şişmiş gözlerine parmak uçlarıyla dokundu. Yüzüne değen düz, siyah saçlarını düzeltmeli miydi? Yanıt veremedi. Çoktan ortaya çıkması gereken ağlamanın, neden içinde sıkışıp kaldığına takılmıştı zihni. Parmaklarını göz kapaklarından dudaklarına doğru indirdi. Burnundan sızan kan, günler önce kabuk tutmuş yarasından akan kanla birleşiyordu. Ellerini zemine koyup sırtını vestiyere yaslamak için doğruldu. Acıyan bedenini geriye çekip yaslandı.
Düşüncelerini, yaşadığı korkudan uzaklaştırmak için karşı duvarda duran, net olarak göremediği tabloya bakmaya başladı. Bir anda, yaşamını değiştirmek, özgürlüğünü geri almak için verdiği mücadelenin sonuna geldiğine karar verdi. Daha fazla savaşmanın, kaçmanın bir anlamı yoktu. Tutsaklık zincirlerini nasıl kıracağını, yeniden nasıl özgür olacağını çok uzun zamandır biliyordu.
Ölüm, bir yok oluş değil yeni bir doğuştur.
Ve her yeni doğuş, lekesiz bir özgürlüğü yanında getirir.
Hepsi gerçek Bu kitapta anlatılan şiddet de imkansızlıklar da çaresizlik de gerçek. Türkiye'nin her şehrinde, her yaştan, her eğitim düzeyinden yüz binlerce kadının yaşadığı o şiddet gerçek. Ve kadına yönelik şiddetin, erkeğin gücünü değil korkaklığının, güçsüzlüğünün, rezilliğinin bir göstergesi olduğu ilkokul sıralarında öğretilmedikçe devam edecek olan bir gerçek.
Bu kitap, kocaları ve aileleri tarafından katledilen binlerce kadına adanmıştır.
Veda Balesi'ni okurken, hikayenin büyük bir kısmının yaşanmış olaylardan derlendiğini lütfen unutmayın. Kitabı bitirdikten sonra unutmamanız gereken tek şeyse, anlatılan hikayenin binlerce kadın tarafından hala yaşanıyor olmasıdır. Hatta on binlercesinin gerçek en büyük kurgudan daha korkutucudur. Bu kitabı okuduğunuzda hissedeceğiniz duygu bu olacaktır.
Birkaç dakika önce oyuncak bir bebekmiş gibi fırlatıldığı ve çarptıktan sonra yere yığıldığı vestiyerin önünde yatıyordu. Ayak seslerinin artık duyulmadığını fark edip gözlerini yavaşça araladı. Göğsüne yediği tekmeden sonra ağzına dolan kanı daha fazla tutamayarak zemine püskürttü. Hala korku ve panik içindeydi. Sakinleşmek için kendini biraz daha zorladı. Onun, bu gece geri dönmeyeceğini, her şeyin en azından şimdilik bittiğini biliyordu.
Kırmızı ojeli ve çoğu az önceki savruluşlarında kırılan tırnaklarını zeminden uzaklaştırdı. Aldığı yumruk darbeleri sonucu balon gibi şişmiş gözlerine parmak uçlarıyla dokundu. Yüzüne değen düz, siyah saçlarını düzeltmeli miydi? Yanıt veremedi. Çoktan ortaya çıkması gereken ağlamanın, neden içinde sıkışıp kaldığına takılmıştı zihni. Parmaklarını göz kapaklarından dudaklarına doğru indirdi. Burnundan sızan kan, günler önce kabuk tutmuş yarasından akan kanla birleşiyordu. Ellerini zemine koyup sırtını vestiyere yaslamak için doğruldu. Acıyan bedenini geriye çekip yaslandı.
Düşüncelerini, yaşadığı korkudan uzaklaştırmak için karşı duvarda duran, net olarak göremediği tabloya bakmaya başladı. Bir anda, yaşamını değiştirmek, özgürlüğünü geri almak için verdiği mücadelenin sonuna geldiğine karar verdi. Daha fazla savaşmanın, kaçmanın bir anlamı yoktu. Tutsaklık zincirlerini nasıl kıracağını, yeniden nasıl özgür olacağını çok uzun zamandır biliyordu.
Ölüm, bir yok oluş değil yeni bir doğuştur.
Ve her yeni doğuş, lekesiz bir özgürlüğü yanında getirir.
Hepsi gerçek Bu kitapta anlatılan şiddet de imkansızlıklar da çaresizlik de gerçek. Türkiye'nin her şehrinde, her yaştan, her eğitim düzeyinden yüz binlerce kadının yaşadığı o şiddet gerçek. Ve kadına yönelik şiddetin, erkeğin gücünü değil korkaklığının, güçsüzlüğünün, rezilliğinin bir göstergesi olduğu ilkokul sıralarında öğretilmedikçe devam edecek olan bir gerçek.