Hakim Tirmizi velayet ve ilgili meseleleri sistematik şekilde ele alan ilk sufidir. Velayet üzerinde ondan önce veya sonra her ne söylenirse söylensin Hakim Tirmizi'nin önderliği inkar edilemez. Alanın tartışmasız en büyük isimlerinden birisi olan İbnü'l-Arabi'nin velayet bahsindeki baş referansı Tirmizi'dir.
Onun en ünlü eseri Hatmü'l-velaye İbnü'l-Arabî'nin hatmü'l-velaye (veliliğin sonu) teorisine kaynaklık teşkil etmiştir. Bu eserde velilik ile ilgili pek çok bahse yer verilirken aynı zamanda nübüvvetin bitimi (hatm) ile paralel olarak veliliğin sonundan söz edilir.
Bunun yanı sıra Tirmizi bazı sorularla velayetin alt bahislerini meseleler belirlemiştir. İbnü'l-Arabi söz konusu sorulara cevap vererek velayet ve nübüvvet hakkındaki görüşlerini sistematik şekilde bu eserinde ortaya koyar. Elinizdeki eser Fütuhat-ı Mekkiyye'nin 6 ve 7. cildinde bulunan 80-90. kısımları içermektedir.
Bu bölümde İbnü'l-Arabi Hakim Tirmizi tarafından sorulmuş yüz elli beş soruya maharetle cevap vermiştir. Bu nedenle kitabı; asırlık bir arka planı dikkate alarak zamanı ve mekanı aşan bir mektuplaşma ve fikir sohbeti şeklinde düşünebiliriz.
Hakim Tirmizi velayet ve ilgili meseleleri sistematik şekilde ele alan ilk sufidir. Velayet üzerinde ondan önce veya sonra her ne söylenirse söylensin Hakim Tirmizi'nin önderliği inkar edilemez. Alanın tartışmasız en büyük isimlerinden birisi olan İbnü'l-Arabi'nin velayet bahsindeki baş referansı Tirmizi'dir.
Onun en ünlü eseri Hatmü'l-velaye İbnü'l-Arabî'nin hatmü'l-velaye (veliliğin sonu) teorisine kaynaklık teşkil etmiştir. Bu eserde velilik ile ilgili pek çok bahse yer verilirken aynı zamanda nübüvvetin bitimi (hatm) ile paralel olarak veliliğin sonundan söz edilir.
Bunun yanı sıra Tirmizi bazı sorularla velayetin alt bahislerini meseleler belirlemiştir. İbnü'l-Arabi söz konusu sorulara cevap vererek velayet ve nübüvvet hakkındaki görüşlerini sistematik şekilde bu eserinde ortaya koyar. Elinizdeki eser Fütuhat-ı Mekkiyye'nin 6 ve 7. cildinde bulunan 80-90. kısımları içermektedir.
Bu bölümde İbnü'l-Arabi Hakim Tirmizi tarafından sorulmuş yüz elli beş soruya maharetle cevap vermiştir. Bu nedenle kitabı; asırlık bir arka planı dikkate alarak zamanı ve mekanı aşan bir mektuplaşma ve fikir sohbeti şeklinde düşünebiliriz.