Velinin Diliyle Nebi

Stok Kodu:
9786054792719
Boyut:
13.00x21.00
Sayfa Sayısı:
384
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2018-02
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
%22 indirimli
39,00
30,42
9786054792719
667520
Velinin Diliyle Nebi
Velinin Diliyle Nebi
30.42

Hangi düşüncede olursa olsun her insanın istediği, adalettir. Çünkü adalet isteği, fıtridir. İnsanın fıtratından gelen bu isteğin yani adaletin, hakkı ile yerine gelebilmesi için terazinin bir kefesinde bulunan ölçeğin “doğru” olması gerekir. En doğru ölçek de hiç şüphesiz vahiy ve risalettir.
Vahiy ve risalet okuyuşu, bizim kendi nefsimize ait bir hak değildir. O hâlde doğru okuma kime aittir?

Bu sorunun cevabını Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.a) sık sık hatırlatmıştı: “Ehl-i Beyt.”Ehl-i Beyt ile ilgili o kadar çok bilgi elimizin altındaydı; ama “Niçin?” denilmemiş, sebebi sorulmamıştı. Bilemedik, bilgilendirilmedik.

İslam tarihi denince sadece Hz. Peygamber'in hayatından yirmi üç yıl düşünülür. O da kişilerin insafına bırakılmıştı. Bu yirmi üç yıl da bir şekilde kırpılmıştı…
İşte bu kitabın yazılmasındaki amaç: Birincisi, derin bilgi sahibi olmak ve imanı doğru pekiştirmek için vahiy ve hadis eğitiminin yanında mutlaka İslam tarihinin de bilinmesi gerektiğidir. İkincisi ise vahiy ve risalet çizgisini doğru okumak için, siyerin de doğru okunması gerekmektedir… Bu da en güvenilir gözlerin ve kalplerin sahipleri olan Ehl-i Beyt'e sarılmakla olur.

İslam tarihinin baş aktörü Hz. Muhammed'dir (s.a.a). Hz. Resulullah'ın yanındaki en yakın şahit ise Hz. Ali'dir (a.s). Bu yüzden onun diliyle Hz. Peygamber'i ve mücadelesini anlatmak istedim.

Önemli olan Hz. Resulullah'ın (s.a.a) ve Ehl-i Beyt'in hayatlarının ne kadar iç içe olduğunu göstermekti. Böylelikle nerelerden beslenmemiz gerektiğini iyi bilecektik.

Hangi düşüncede olursa olsun her insanın istediği, adalettir. Çünkü adalet isteği, fıtridir. İnsanın fıtratından gelen bu isteğin yani adaletin, hakkı ile yerine gelebilmesi için terazinin bir kefesinde bulunan ölçeğin “doğru” olması gerekir. En doğru ölçek de hiç şüphesiz vahiy ve risalettir.
Vahiy ve risalet okuyuşu, bizim kendi nefsimize ait bir hak değildir. O hâlde doğru okuma kime aittir?

Bu sorunun cevabını Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.a) sık sık hatırlatmıştı: “Ehl-i Beyt.”Ehl-i Beyt ile ilgili o kadar çok bilgi elimizin altındaydı; ama “Niçin?” denilmemiş, sebebi sorulmamıştı. Bilemedik, bilgilendirilmedik.

İslam tarihi denince sadece Hz. Peygamber'in hayatından yirmi üç yıl düşünülür. O da kişilerin insafına bırakılmıştı. Bu yirmi üç yıl da bir şekilde kırpılmıştı…
İşte bu kitabın yazılmasındaki amaç: Birincisi, derin bilgi sahibi olmak ve imanı doğru pekiştirmek için vahiy ve hadis eğitiminin yanında mutlaka İslam tarihinin de bilinmesi gerektiğidir. İkincisi ise vahiy ve risalet çizgisini doğru okumak için, siyerin de doğru okunması gerekmektedir… Bu da en güvenilir gözlerin ve kalplerin sahipleri olan Ehl-i Beyt'e sarılmakla olur.

İslam tarihinin baş aktörü Hz. Muhammed'dir (s.a.a). Hz. Resulullah'ın yanındaki en yakın şahit ise Hz. Ali'dir (a.s). Bu yüzden onun diliyle Hz. Peygamber'i ve mücadelesini anlatmak istedim.

Önemli olan Hz. Resulullah'ın (s.a.a) ve Ehl-i Beyt'in hayatlarının ne kadar iç içe olduğunu göstermekti. Böylelikle nerelerden beslenmemiz gerektiğini iyi bilecektik.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat