Kesif, boğucu, sihirli bir dünya. Kalp atışlarımızı ayarlayan, Makyavelizmin mırmırları. Hesâbî düşünen çocuklarımız babalarını onlar için yumurtlayan bir tavuğa benzetiyorlar. Evlerimiz birer tedhiş kampı, sohbetlerimiz birer propaganda. Isparta Kahramanları birer Anka Kuşu; içimizde yaşamamışlar sanki. "Mekanın saadeti içindekilerin saadetiyledir" diyor Simyacı. Kız kardeşlerimizin ve çöpler altında kalan insanların trajedisini pazarlayan bir hayat bu. Çirkinliği bir "reality show" olarak sunuyor. Büyülü anlatıların ve destansı adamların çağı değil bu. Çocukluğumuzu çoktan geçtik ve iktidara gerçekleri haykırabileceğimiz bir yaşa geldik. Çingenelerin tükendiği bir medeniyet. Bedeviliğe ayıracak toprak yok artık. Tevratvari bir suçlama ve incilvari bir kutsamayla çevrili etrafımız : İlki "Sen bir itsin!", ikincisi"Tanrısın!" diyor. Anarşizme öykünen bir hayat. Annemizin çeyiz sandığı bir yad-ı cemil. Tufan'dan sonra değişmeyen tek şey değişim. Okun yaydan fırlayışından daha hızlı kaybediyoruz değerlerimizi. İnanca dönüştürülen bir imanın sahibiyiz. Öğrendikçe cehaletimizin azgınlaşması bundan. Uzmanlaştıkça mucizelerden uzaklaşıyoruz. Hasılı hala yaşantımızın hikmet-i mucibesini bilmiyoruz. İşte "Yüzyılın Sorgulanması: Via Moderna", sahte gerekçelere karşı bir hikmet arayışıdır.
Kesif, boğucu, sihirli bir dünya. Kalp atışlarımızı ayarlayan, Makyavelizmin mırmırları. Hesâbî düşünen çocuklarımız babalarını onlar için yumurtlayan bir tavuğa benzetiyorlar. Evlerimiz birer tedhiş kampı, sohbetlerimiz birer propaganda. Isparta Kahramanları birer Anka Kuşu; içimizde yaşamamışlar sanki. "Mekanın saadeti içindekilerin saadetiyledir" diyor Simyacı. Kız kardeşlerimizin ve çöpler altında kalan insanların trajedisini pazarlayan bir hayat bu. Çirkinliği bir "reality show" olarak sunuyor. Büyülü anlatıların ve destansı adamların çağı değil bu. Çocukluğumuzu çoktan geçtik ve iktidara gerçekleri haykırabileceğimiz bir yaşa geldik. Çingenelerin tükendiği bir medeniyet. Bedeviliğe ayıracak toprak yok artık. Tevratvari bir suçlama ve incilvari bir kutsamayla çevrili etrafımız : İlki "Sen bir itsin!", ikincisi"Tanrısın!" diyor. Anarşizme öykünen bir hayat. Annemizin çeyiz sandığı bir yad-ı cemil. Tufan'dan sonra değişmeyen tek şey değişim. Okun yaydan fırlayışından daha hızlı kaybediyoruz değerlerimizi. İnanca dönüştürülen bir imanın sahibiyiz. Öğrendikçe cehaletimizin azgınlaşması bundan. Uzmanlaştıkça mucizelerden uzaklaşıyoruz. Hasılı hala yaşantımızın hikmet-i mucibesini bilmiyoruz. İşte "Yüzyılın Sorgulanması: Via Moderna", sahte gerekçelere karşı bir hikmet arayışıdır.