Evet, insanoğlundan geriye bu dünyada yalnızca iyilik kalırmış! Başka şeylerin hepsi, şan şöhret arzusu, yüksek mevki için mücadele, “yalnız ben” duygusu, bunların hepsi gelip geçici ve yanlış şeylermiş!
Vicdan; okurunu, yalnızca “Pamuk bizim gururumuz” sloganıyla tarımsal kolektifleştirmenin zirvesindeki Parlak Yol Kolhozu'na değil, büyük bir kolhoza dönüştürülmüş bir ülkeye, 1970'lerin Sovyet Özbekistan'ına götürüyor. Bilim ile şahsi çıkar, üretim fetişi ile doğa, erdem ile yozlaşma karşıtlığı, Yakubov'un kurgusunda hakikatli bir sistem eleştirisine dönüşüyor.
Vicdan; dürüstlüğü, insafı, adaleti ve vicdanı; her daim ödenmesi gereken insani borcumuzu hatırlatıyor.
Evet, insanoğlundan geriye bu dünyada yalnızca iyilik kalırmış! Başka şeylerin hepsi, şan şöhret arzusu, yüksek mevki için mücadele, “yalnız ben” duygusu, bunların hepsi gelip geçici ve yanlış şeylermiş!
Vicdan; okurunu, yalnızca “Pamuk bizim gururumuz” sloganıyla tarımsal kolektifleştirmenin zirvesindeki Parlak Yol Kolhozu'na değil, büyük bir kolhoza dönüştürülmüş bir ülkeye, 1970'lerin Sovyet Özbekistan'ına götürüyor. Bilim ile şahsi çıkar, üretim fetişi ile doğa, erdem ile yozlaşma karşıtlığı, Yakubov'un kurgusunda hakikatli bir sistem eleştirisine dönüşüyor.
Vicdan; dürüstlüğü, insafı, adaleti ve vicdanı; her daim ödenmesi gereken insani borcumuzu hatırlatıyor.