Malaparte'nin engin ruhu, zaman zaman geçmişten hayaletlerin yokladığı tekinsiz bir ev gibidir. Ama bütün möblelerin tozlu örtüler altında durduğu loş bir ev değil; bir cephesindeki pencerelerden batan günün yumuşak ışıklarını, öbür cephesindeki pencerelerden de - tıpkı Leningrad'ın beyaz geceleri ile ilgili anılarında olduğu gibi - yeni doğan bir günün umut dolu ışıklarını alan bir evdir. Ve işte Malaparte her iki dünyayı bu evin pencerelerinden seyreder.
Malaparte'nin engin ruhu, zaman zaman geçmişten hayaletlerin yokladığı tekinsiz bir ev gibidir. Ama bütün möblelerin tozlu örtüler altında durduğu loş bir ev değil; bir cephesindeki pencerelerden batan günün yumuşak ışıklarını, öbür cephesindeki pencerelerden de - tıpkı Leningrad'ın beyaz geceleri ile ilgili anılarında olduğu gibi - yeni doğan bir günün umut dolu ışıklarını alan bir evdir. Ve işte Malaparte her iki dünyayı bu evin pencerelerinden seyreder.