Avrupalılar bu defa Türkleri gerçekten tanımak merakına kapılmışlardı. Kimdi bu Türkler? Neden bu kadar kendile-rinden korkuluyordu? Onların insan olarak düşünceleri, hayata bakışları, giyim-kuşamları, aileleri, yaşam biçimleri, zevk aldıkları şeyler gibi pek çok konuyu merak etmektey-diler. Merak ve önyargılar, hayranlık ve korkular birbirlerine zıt düşüncelerin çatışmasını doğurmakla birlikte doğunun gizemi beyinleri daima meşgul ediyordu. Bu gizem, Türkleri tanıdıkça onların üzerinden tüm doğunun gizeminin ortaya çıkacağını düşündürmekteydi. Her batılının kafasında doğu-yu tanıdığı, bildiği ölçüde bir doğu gizemi vardı. Bu oryanta-lizm denilen bir düşüncenin gelişmesine sebep oldu. Oryan-talizm sadece bir düşünce akımı değildi. Doğunun ve doğu toplumlarının her alanda ele alınması, incelenmesi, gözlen-mesi yanında İran, Ortadoğu ve Ön Asya'ya seyahatleri de beraberinde getirecekti. Avrupalıların merakı 18.yüzyılda başlayan doğuya seyahatleri de her geçen gün arttıracaktı. Avrupa'da doğulu bir insan gibi yaşam, giyime, yeme-içme akımı baş gösterecekti. Diğer taraftan çok sayıda Türk ve doğu toplumları ile ilgili sanat ve edebiyat eserleri ortaya konulacaktı.
Saraydan Kız Kaçırma Operası da bu eserlerin en önem-lilerinden biri ve en merak edilen konulardan olan, haremin büyüsünü ele alacak ve önyargılar ile insani duyguların ça-tışması operanın temasını oluşturacaktı. Opera evrensel de-ğerlerin her türlü olumsuzluklara ve önyargılara rağmen insanlık için gerçekliği olduğunu ortaya koyan bir eser ola-rak dikkat çekmiş ve iki yüz kırk yıla yaklaşan bir süre içe-risinde defalarca sahnelenmiştir. Bu eserden esinlenerek motifler ve halılar dokunmuştur. Bunun önemli örneklerin-den birkaçı Dolmabahçe Sarayı'nın “Dokumalar” bölümün-de sergilenmektedir.
Türkiye'de ve dünyada büyük ilgi duyulan Mozart'ın Sa-raydan Kız Kaçırma Operası'nı Oryantalist öğelerle ele ala-rak akademik bir çalışma yapmak hem ilginç hem de opera-nın ruhunu, dönemin düşünce yapısıyla değerlendirmeyi içeren çalışmamızın bu konuda çalışma yapacak araştırma-cılara yararlı olacağını temenni ederim.
Avrupalılar bu defa Türkleri gerçekten tanımak merakına kapılmışlardı. Kimdi bu Türkler? Neden bu kadar kendile-rinden korkuluyordu? Onların insan olarak düşünceleri, hayata bakışları, giyim-kuşamları, aileleri, yaşam biçimleri, zevk aldıkları şeyler gibi pek çok konuyu merak etmektey-diler. Merak ve önyargılar, hayranlık ve korkular birbirlerine zıt düşüncelerin çatışmasını doğurmakla birlikte doğunun gizemi beyinleri daima meşgul ediyordu. Bu gizem, Türkleri tanıdıkça onların üzerinden tüm doğunun gizeminin ortaya çıkacağını düşündürmekteydi. Her batılının kafasında doğu-yu tanıdığı, bildiği ölçüde bir doğu gizemi vardı. Bu oryanta-lizm denilen bir düşüncenin gelişmesine sebep oldu. Oryan-talizm sadece bir düşünce akımı değildi. Doğunun ve doğu toplumlarının her alanda ele alınması, incelenmesi, gözlen-mesi yanında İran, Ortadoğu ve Ön Asya'ya seyahatleri de beraberinde getirecekti. Avrupalıların merakı 18.yüzyılda başlayan doğuya seyahatleri de her geçen gün arttıracaktı. Avrupa'da doğulu bir insan gibi yaşam, giyime, yeme-içme akımı baş gösterecekti. Diğer taraftan çok sayıda Türk ve doğu toplumları ile ilgili sanat ve edebiyat eserleri ortaya konulacaktı.
Saraydan Kız Kaçırma Operası da bu eserlerin en önem-lilerinden biri ve en merak edilen konulardan olan, haremin büyüsünü ele alacak ve önyargılar ile insani duyguların ça-tışması operanın temasını oluşturacaktı. Opera evrensel de-ğerlerin her türlü olumsuzluklara ve önyargılara rağmen insanlık için gerçekliği olduğunu ortaya koyan bir eser ola-rak dikkat çekmiş ve iki yüz kırk yıla yaklaşan bir süre içe-risinde defalarca sahnelenmiştir. Bu eserden esinlenerek motifler ve halılar dokunmuştur. Bunun önemli örneklerin-den birkaçı Dolmabahçe Sarayı'nın “Dokumalar” bölümün-de sergilenmektedir.
Türkiye'de ve dünyada büyük ilgi duyulan Mozart'ın Sa-raydan Kız Kaçırma Operası'nı Oryantalist öğelerle ele ala-rak akademik bir çalışma yapmak hem ilginç hem de opera-nın ruhunu, dönemin düşünce yapısıyla değerlendirmeyi içeren çalışmamızın bu konuda çalışma yapacak araştırma-cılara yararlı olacağını temenni ederim.