Wilfred Cantwell Smith, geçen yüzyılda ‘din'i anlama, iman, diyalog ve dinî çoğulculukla ilgili tartışmalara en çok katkıda bulunan düşünürlerden biri olmuştur. Smith, “din/religion” kavramının Batı dünyasında 17. yüzyıldan sonra ortaya çıkmasından dolayı, dünyadaki dinî sistemlerin hepsini içine alacak genel bir kavram olmadığını savunmaktadır. O, dinin zaman, mekân ve şartlara göre yeniden yapılanma ve değişiklik arzeden kısmı ile Aşkın Varlık'a iç yönelimi arasında bir ayrıma gitmiş; bunların ilkine “birikimsel gelenek”, ikincisine ise “iman” demiştir. İmanı gelenekten ayırmakla, tüm dinî sistemleri kendi farklılıkları içerisinde tarihi bir sorgulamaya açmaktadır.
Batı'da yapılan din araştırmalarındaki metod değişiminde Smith'in büyük etkisi olmuştur.
Başlangıçta batıda Hıristiyanlık dışındaki dinleri incelemedeki metod, söz konusu dinin bir nesneolarak görülmesi ve bu şekilde araştırılmasıydı. Son dönemlerde ise nesne olarak değil, başkainsanların inancı olarak kabul edilip, incelenmesi anlayışı benimsenmiştir. Bu anlayıştan hareketle Smith, bir din hakkındaki ifadenin sözü edilen din mensuplarınca kabul edilmedikçe geçerliliği olmayacağını ileri sürerek, ‘öteki' kavramına farklı bir boyut kazandırmıştır. Ayrıca bu anlayış, dinî verilerin yaşanarak incelenmesi gerektiği konusunu gündeme getirmiştir.
Wilfred Cantwell Smith, geçen yüzyılda ‘din'i anlama, iman, diyalog ve dinî çoğulculukla ilgili tartışmalara en çok katkıda bulunan düşünürlerden biri olmuştur. Smith, “din/religion” kavramının Batı dünyasında 17. yüzyıldan sonra ortaya çıkmasından dolayı, dünyadaki dinî sistemlerin hepsini içine alacak genel bir kavram olmadığını savunmaktadır. O, dinin zaman, mekân ve şartlara göre yeniden yapılanma ve değişiklik arzeden kısmı ile Aşkın Varlık'a iç yönelimi arasında bir ayrıma gitmiş; bunların ilkine “birikimsel gelenek”, ikincisine ise “iman” demiştir. İmanı gelenekten ayırmakla, tüm dinî sistemleri kendi farklılıkları içerisinde tarihi bir sorgulamaya açmaktadır.
Batı'da yapılan din araştırmalarındaki metod değişiminde Smith'in büyük etkisi olmuştur.
Başlangıçta batıda Hıristiyanlık dışındaki dinleri incelemedeki metod, söz konusu dinin bir nesneolarak görülmesi ve bu şekilde araştırılmasıydı. Son dönemlerde ise nesne olarak değil, başkainsanların inancı olarak kabul edilip, incelenmesi anlayışı benimsenmiştir. Bu anlayıştan hareketle Smith, bir din hakkındaki ifadenin sözü edilen din mensuplarınca kabul edilmedikçe geçerliliği olmayacağını ileri sürerek, ‘öteki' kavramına farklı bir boyut kazandırmıştır. Ayrıca bu anlayış, dinî verilerin yaşanarak incelenmesi gerektiği konusunu gündeme getirmiştir.