“Binlerce yıllık uykudan uyandım ben yoldaşım. Karanlıkları yırta yırta, her gün biraz daha arta arta aydınlandım. Sıratlardan geçip, nehirlerde arındım. Özgürlük içip, uçurumlardan düşüp yandım. Tapınaklardan sürülüp ölümlere yollandım. Tanrıları hesaba çekip, kralları devirip geldim bugüne. Şarapla yıkanıp, ateşe sınanıp çığlıklarla arınıp geldim.
Bereketli toprakların tanrıçası İştar'ım ben. Aşkın, özgürlüğün ve adaletin bekçisiyim. Kadınım. Saraylarınızı yıkmaya geliyorum. Hayallerini işgal ettiğiniz insan yok artık. Heybesinde milyon mızrakla adını arayan bir kadının yürüyüşüdür bu…”
Gazeteci Heda'dan, Sümer tanrıçası İştar'a uzanan şiirsel bir yolculuk.
Alihan Demir, Ya Star romanı ile kadının ilk vurulduğu Sümer topraklarına götürüyor bizi. Güçlü ve dobra bir söylemle, kadının destansı yürüyüşüne bir dil veriyor. Çağımızın yok edilen değerlerine bir manifesto ile karşı duran yazar, dayatılanı reddederek, “düştüğü” ve “düşürüldüğü” yerden herkese “ayaklanma çağrısı” yapıyor.
“Binlerce yıllık uykudan uyandım ben yoldaşım. Karanlıkları yırta yırta, her gün biraz daha arta arta aydınlandım. Sıratlardan geçip, nehirlerde arındım. Özgürlük içip, uçurumlardan düşüp yandım. Tapınaklardan sürülüp ölümlere yollandım. Tanrıları hesaba çekip, kralları devirip geldim bugüne. Şarapla yıkanıp, ateşe sınanıp çığlıklarla arınıp geldim.
Bereketli toprakların tanrıçası İştar'ım ben. Aşkın, özgürlüğün ve adaletin bekçisiyim. Kadınım. Saraylarınızı yıkmaya geliyorum. Hayallerini işgal ettiğiniz insan yok artık. Heybesinde milyon mızrakla adını arayan bir kadının yürüyüşüdür bu…”
Gazeteci Heda'dan, Sümer tanrıçası İştar'a uzanan şiirsel bir yolculuk.
Alihan Demir, Ya Star romanı ile kadının ilk vurulduğu Sümer topraklarına götürüyor bizi. Güçlü ve dobra bir söylemle, kadının destansı yürüyüşüne bir dil veriyor. Çağımızın yok edilen değerlerine bir manifesto ile karşı duran yazar, dayatılanı reddederek, “düştüğü” ve “düşürüldüğü” yerden herkese “ayaklanma çağrısı” yapıyor.