Yağmurla Gelen Adam

Acıyı en ağırından yaşamış, o acıyla birlikte sayısız ıstırabı da kendisinden sonraki kuşaklara taşımak zorunda kalmış devrim insanlarının romanıdır "Yağmurla Gelen Adam".
Dünyanın tarihi, direnerek yürüdüğii yolıı omuzlayan insanların ağır yenilgileri ve trajik sonlanyla doludur. Bizdeki 12 Eylül de onların en beterlerinden biriydi kuşkusuz.. Bu yüzden, yüz yıllık bir ideolojik-sııııfsal mücadelenin en onulmaz yaralarını taşıyor hala.... Bu kitap, o dönemin sadece bir kesitinin tanıklığı ve iç çekişinin yazıya dökülüşüdür...

Bir yazar olarak o süreci birebir yaşamış olan Mehmet Gül, anlattığı döneme mülteci penceresinden bakıyor; kalemi estetik, etraflı, sorgulayıcı, derin ve felsefi bir bakışta birleşince ortaya çarpıcı bir roman çıkmış... Bu satırlar, bir başka açıdan da önemli ve değerli sayılmalı: O yılları yaşamamış olanlar, yaşaııanları bir yerlerden duynıuş.veya-bir vesile ile bilgi sahibi olmuş olsalar bile, bu romanla daha çok hissedeceklerdir bir çok şeyi.
Fırtına öncesinde değil, kasırganın tam da içinde kendileriyle bile konıışamayan ama teorik olarak bilinenin yaşamda bocaladığının hesabını sayısız kayıplardan sonra savaş meydabından uzakta yapan, bıınu da daha çok vicdanıyla yapan insanların seriivenidir bu kitap.
Çünkü anlatılan hikayenin bir yerlerinde olan yazar, bunu cesurca söyletiyor roman kişileriııe. Yani umudun serüvencisi de olalı bir kuşağın düşbazları, insani olan hiçbir şeyin yabancısı olmadığı gibi; arkadaşlığı, dostlıığu, yoldaşlığı ve aşkı kitapların ötesinde yaşayarak yeniden öğreniyor...
Elinizdeki kitap arşivlik bir roman. Mehmet Gül, "Yağmurla Gelen Adamla devriınci bir aidiyetin diyetini, bir de yazdıklarıyla ödemiş oluyor!..