Kışın yansına gelmiştik; üç ay kadar önce vefat eden annernizin yasını tutuyorduk. Yanımda Sonya ve Katya vardı.
Hepimizde emeği olan dadınuzdı Katya. Dünyaya gözümü açmış, onu tarumıştım. Sonya ise kız kardeşimdi. Hüzün dolu, her günü yağışlı geçen kışı Pokrovsk'ta bulunan evimizde geçiriyorduk, hava insanı iliklerine kadar titreten soğuklukta ve rüzgarlıydı. Kar pencerelere kadar çıkmış durumdaydı, pencereler sürekli buz tutuyordu.
Neredeyse bütün kış bir yere çıkıp gezememiştik. Evimize çok kimse gelmiyordu, gelenler de neşe ve sevinç getirmiyorlardı. Hepsinin yüzü üzüntü doluydu, birilerini uyandırmaktan korkuyorlarmış gibi usul usul konuşuyorlardı. Gülmüyorlar, iç çekiyorlar, bana ve özellikle siyah entarili küçük Sonya'ya bakarlarken çoğu zaman ağlıyorlardı. Ölüm sanki evde kendini hissettiriyordu, ölümün keder ve korkusu evin havasına sinmişti. Annemin odası kapalıydı, uyumaya giderken önünden geçtikçe bir şey beni bu soğuk ve loş odaya bakmam için dürtüyor, ürpertiyordu...
Kışın yansına gelmiştik; üç ay kadar önce vefat eden annernizin yasını tutuyorduk. Yanımda Sonya ve Katya vardı.
Hepimizde emeği olan dadınuzdı Katya. Dünyaya gözümü açmış, onu tarumıştım. Sonya ise kız kardeşimdi. Hüzün dolu, her günü yağışlı geçen kışı Pokrovsk'ta bulunan evimizde geçiriyorduk, hava insanı iliklerine kadar titreten soğuklukta ve rüzgarlıydı. Kar pencerelere kadar çıkmış durumdaydı, pencereler sürekli buz tutuyordu.
Neredeyse bütün kış bir yere çıkıp gezememiştik. Evimize çok kimse gelmiyordu, gelenler de neşe ve sevinç getirmiyorlardı. Hepsinin yüzü üzüntü doluydu, birilerini uyandırmaktan korkuyorlarmış gibi usul usul konuşuyorlardı. Gülmüyorlar, iç çekiyorlar, bana ve özellikle siyah entarili küçük Sonya'ya bakarlarken çoğu zaman ağlıyorlardı. Ölüm sanki evde kendini hissettiriyordu, ölümün keder ve korkusu evin havasına sinmişti. Annemin odası kapalıydı, uyumaya giderken önünden geçtikçe bir şey beni bu soğuk ve loş odaya bakmam için dürtüyor, ürpertiyordu...