Bir gün buraya döneceğim Eski Ay Volkanı'yla, hapisten çıktığı zaman' diyor kendi kendine. 'Onu en büyüğünden bir araba lastiğine oturtacağım, yengeçler ayaklarına saldırmasın diye. Ayaklarını görüyorum şimdiden, çıplak ayaklarını, soylu, güzel; kum ve kalıntıları yapışmış, ince bir kabuk oluşturmuş üstlerinde. Köpüklü dalgaların arasında sevinç çığlıklarını duyuyorum...Fotoğraf makinesi getirmiş olacak ve yengeç avcılarının resimlerini çekecek, o çok çileli olan işlerini, sefil günlük hayatlarını, Çin'in, belki de dünyanın en yoksul insanlarının resimlerini...
Bir gün buraya döneceğim Eski Ay Volkanı'yla, hapisten çıktığı zaman' diyor kendi kendine. 'Onu en büyüğünden bir araba lastiğine oturtacağım, yengeçler ayaklarına saldırmasın diye. Ayaklarını görüyorum şimdiden, çıplak ayaklarını, soylu, güzel; kum ve kalıntıları yapışmış, ince bir kabuk oluşturmuş üstlerinde. Köpüklü dalgaların arasında sevinç çığlıklarını duyuyorum...Fotoğraf makinesi getirmiş olacak ve yengeç avcılarının resimlerini çekecek, o çok çileli olan işlerini, sefil günlük hayatlarını, Çin'in, belki de dünyanın en yoksul insanlarının resimlerini...