Yargıtay Uygulamasında Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi (Ciltli)

Stok Kodu:
9786257277235
Boyut:
17.00x25.00
Sayfa Sayısı:
960
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2020-11
Kapak Türü:
Ciltli
Kağıt Türü:
1. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
299,00
9786257277235
714158
Yargıtay Uygulamasında Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi (Ciltli)
Yargıtay Uygulamasında Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi (Ciltli)
299.00

Değerli Okurlar,

Bilindiği gibi 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK), 1926 yılından beri yürürlükte olan 743 sayılı Türk Kanuni Medenisi'ni (TKM) yürürlükten kaldırmıştır. Her iki kanunun menşe-i İsviçre olup, aralarında genele yayılan önemli bir değişiklik bulunmamakla birlikte, eşler arasında geçerli olan mal rejimi konusunda radikal değişiklikler gerçekleştirilmiştir. Yürürlükten kaldırılan TKM'nin 170. maddesine göre, eşler arasında yasal mal rejimi “mal ayrılığı” iken, yürürlüğe giren yeni TMK'nin 202. maddesi ile “edinilmiş mallara katılma” rejimi, yasal mal rejimi olarak kabul edilmiştir. Edinilmiş mallara katılma rejiminin, gerek ülkemizde daha önceden uygulamasının bulunmaması gerekse karmaşık bir yapıya sahip olması nedeniyle başlangıçta öğretide ve uygulamada farklı yorumlamalar oluşmuşsa da gelinen tarih itibarıyla mal rejiminin ilke ve esasları hakkında önemli aşama katedilmiştir.

Mülga 743 sayılı TKM'nin kabul ettiği mal ayrılığı rejiminin özellikle geliri olmayan eş aleyhine durum oluşturduğu, bunun da tasfiyede haksızlıklara neden olduğu, dolayısıyla değiştirilmesi gerektiği toplumda ve hukuk camiasında genel kabul gören bir görüştür. Ancak, uzun yıllardan beri bu tür dava dosyalarının temyiz incelemesini yapan heyetin hakimleri olarak belirtmeliyiz ki; 4721 sayılı TMK ile kabul edilmiş olan edinilmiş mallara katılma rejimi yerine, paylaşmalı mal ayrılığı rejiminin yasal mal rejimi olarak kabulü daha isabetli olurdu. TMK'nin yasalaşma sürecinin başında yasal mal rejimi olarak paylaşmalı mal ayrılığı rejimi belirlenmiş iken, sonradan değiştirilerek edinilmiş mallara katılma rejimi yasal mal rejimi olarak tercih edilmiştir.Eşler arasındaki mal rejiminden kaynaklanan davaların temyizincelemesi 2009 yılından itibaren Yargıtay 8. Hukuk Dairesi tarafından yapılmaktadır. Kitabın birinci baskısının yapıldığı tarih itibarıyla aradan geçen 11 yıllık sürede binlerce dava dosyasını temyizen inceledik. Adalet Akademisinin, üniversitelerin ve birçok baroların sempozyumlarına, eğitimlerine katılmak suretiyle farklı düşünce ve yorumları tartışıp değerlendirdik. 4721 sayılı TMK ile kabul edilmiş olan edinilmiş mallara katılma rejimi hakkındaki Yargıtay uygulamalarının merak edilmesine, bu konu hakkında birçok kıymetli akademisyen tarafından (özellikle İsviçre ve Almanya Medeni Hukuklarından esinlenerek) kitaplar yazılmasına rağmen, bizler ülkemizdeki uygulamaya yönelik kitap yazmak için acele etmedik. Edinilmiş mallara katılma rejiminden kaynaklanan davalara uygulanan ilke ve esasların hukuk camiasında ve toplum vicdanında yeterince değerlendirilmesini bekledik. Bu süre içinde sürekli olarak bizim dışımızdaki uygulayıcılar ve akademisyenlerle dirsek teması halinde olduk. Yargıtay 8. Hukuk Dairesi ve Hukuk Genel Kurulunun emsal nitelikli kararları ile konunun olgunlaştığı, genel olarak kabul gören yargısal çözümlerin üretildiği noktaya gelindiğine kanaat getirdiğimizden bu kitabı şimdi yazmaya karar verdik. Elbette bizim kabul edip uyguladığımız bir kısım ilke ve esaslar tartışılıp belki de sonraki tarihlerde yasa ve içtihat değişikliğine gidilecektir. Bu değişiklikler, yaşayan sosyal bilim dalı olan hukukun değişip gelişmesini, mükemmele biraz daha yaklaşmasını sağlayacaktır. Uygulamadaki ilke ve esasları belirlerken öncelikle bağlayıcı nitelikteki TMK düzenlemelerinden, diğer uygulayıcı ve akademisyenlerin görüşlerinden, Türk toplumunun örf ve adetlerinden, aile yaşam biçimlerinden ve sosyal beklentilerinden yararlandığımızı belirtmek isteriz.

Bu kitabın yazarları olarak bizler, isteseydik her birimiz ayrı ayrı kitap yazabilirdik. Ancak bunun yerine tecrübeyi, olgunluğu ve dinamizmi biraraya getirerek, bir bakıma mal rejimi heyeti kurarak aylara yayılan tartışma ve toplantılar yaparak, makul ve mantıklı bulduğumuz orta noktada buluşarak, bilgilerimizi birleştirip bu ortak kitabı yazmanın daha yararlı olacağını düşündük.

Kitabın yazım sürecinde dünya ve bu arada güzel ülkemiz maalesef covid-19 virüsünün etkisiyle karantina olarak tarif edilen farklı bir yaşam içerisindeydi. Henüz ilaç ve aşı geliştirilememişti. Umarız, kitabın basılıp, dağıtıldığı, okurlara ulaştığı ve sevgili okurların yararlandığı ileriki tarihlerde insanlık bu pandemiden kurtulmuş olur.

Değerli Okurlar,

Bilindiği gibi 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK), 1926 yılından beri yürürlükte olan 743 sayılı Türk Kanuni Medenisi'ni (TKM) yürürlükten kaldırmıştır. Her iki kanunun menşe-i İsviçre olup, aralarında genele yayılan önemli bir değişiklik bulunmamakla birlikte, eşler arasında geçerli olan mal rejimi konusunda radikal değişiklikler gerçekleştirilmiştir. Yürürlükten kaldırılan TKM'nin 170. maddesine göre, eşler arasında yasal mal rejimi “mal ayrılığı” iken, yürürlüğe giren yeni TMK'nin 202. maddesi ile “edinilmiş mallara katılma” rejimi, yasal mal rejimi olarak kabul edilmiştir. Edinilmiş mallara katılma rejiminin, gerek ülkemizde daha önceden uygulamasının bulunmaması gerekse karmaşık bir yapıya sahip olması nedeniyle başlangıçta öğretide ve uygulamada farklı yorumlamalar oluşmuşsa da gelinen tarih itibarıyla mal rejiminin ilke ve esasları hakkında önemli aşama katedilmiştir.

Mülga 743 sayılı TKM'nin kabul ettiği mal ayrılığı rejiminin özellikle geliri olmayan eş aleyhine durum oluşturduğu, bunun da tasfiyede haksızlıklara neden olduğu, dolayısıyla değiştirilmesi gerektiği toplumda ve hukuk camiasında genel kabul gören bir görüştür. Ancak, uzun yıllardan beri bu tür dava dosyalarının temyiz incelemesini yapan heyetin hakimleri olarak belirtmeliyiz ki; 4721 sayılı TMK ile kabul edilmiş olan edinilmiş mallara katılma rejimi yerine, paylaşmalı mal ayrılığı rejiminin yasal mal rejimi olarak kabulü daha isabetli olurdu. TMK'nin yasalaşma sürecinin başında yasal mal rejimi olarak paylaşmalı mal ayrılığı rejimi belirlenmiş iken, sonradan değiştirilerek edinilmiş mallara katılma rejimi yasal mal rejimi olarak tercih edilmiştir.Eşler arasındaki mal rejiminden kaynaklanan davaların temyizincelemesi 2009 yılından itibaren Yargıtay 8. Hukuk Dairesi tarafından yapılmaktadır. Kitabın birinci baskısının yapıldığı tarih itibarıyla aradan geçen 11 yıllık sürede binlerce dava dosyasını temyizen inceledik. Adalet Akademisinin, üniversitelerin ve birçok baroların sempozyumlarına, eğitimlerine katılmak suretiyle farklı düşünce ve yorumları tartışıp değerlendirdik. 4721 sayılı TMK ile kabul edilmiş olan edinilmiş mallara katılma rejimi hakkındaki Yargıtay uygulamalarının merak edilmesine, bu konu hakkında birçok kıymetli akademisyen tarafından (özellikle İsviçre ve Almanya Medeni Hukuklarından esinlenerek) kitaplar yazılmasına rağmen, bizler ülkemizdeki uygulamaya yönelik kitap yazmak için acele etmedik. Edinilmiş mallara katılma rejiminden kaynaklanan davalara uygulanan ilke ve esasların hukuk camiasında ve toplum vicdanında yeterince değerlendirilmesini bekledik. Bu süre içinde sürekli olarak bizim dışımızdaki uygulayıcılar ve akademisyenlerle dirsek teması halinde olduk. Yargıtay 8. Hukuk Dairesi ve Hukuk Genel Kurulunun emsal nitelikli kararları ile konunun olgunlaştığı, genel olarak kabul gören yargısal çözümlerin üretildiği noktaya gelindiğine kanaat getirdiğimizden bu kitabı şimdi yazmaya karar verdik. Elbette bizim kabul edip uyguladığımız bir kısım ilke ve esaslar tartışılıp belki de sonraki tarihlerde yasa ve içtihat değişikliğine gidilecektir. Bu değişiklikler, yaşayan sosyal bilim dalı olan hukukun değişip gelişmesini, mükemmele biraz daha yaklaşmasını sağlayacaktır. Uygulamadaki ilke ve esasları belirlerken öncelikle bağlayıcı nitelikteki TMK düzenlemelerinden, diğer uygulayıcı ve akademisyenlerin görüşlerinden, Türk toplumunun örf ve adetlerinden, aile yaşam biçimlerinden ve sosyal beklentilerinden yararlandığımızı belirtmek isteriz.

Bu kitabın yazarları olarak bizler, isteseydik her birimiz ayrı ayrı kitap yazabilirdik. Ancak bunun yerine tecrübeyi, olgunluğu ve dinamizmi biraraya getirerek, bir bakıma mal rejimi heyeti kurarak aylara yayılan tartışma ve toplantılar yaparak, makul ve mantıklı bulduğumuz orta noktada buluşarak, bilgilerimizi birleştirip bu ortak kitabı yazmanın daha yararlı olacağını düşündük.

Kitabın yazım sürecinde dünya ve bu arada güzel ülkemiz maalesef covid-19 virüsünün etkisiyle karantina olarak tarif edilen farklı bir yaşam içerisindeydi. Henüz ilaç ve aşı geliştirilememişti. Umarız, kitabın basılıp, dağıtıldığı, okurlara ulaştığı ve sevgili okurların yararlandığı ileriki tarihlerde insanlık bu pandemiden kurtulmuş olur.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat