Yarım Hurma

Stok Kodu:
9786059438254
Boyut:
13.50x21.00
Sayfa Sayısı:
112
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2018-10
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
%15 indirimli
20,00
17,00
9786059438254
507853
Yarım Hurma
Yarım Hurma
17.00

“İnsanları dönüştüren kavramlar mıdır, kavramları dönüştüren insanlar mıdır?” sorusu derin ve kadim bir mevzuyu aralar. Bu soruya net bir cevap veremesek de insanoğlunun değişim, dönüşüm ve gelişiminde kavramların belirleyici etkisi inkâr edilemez.

İslami bir yaşamı anlamlı kılan temel kavram ve değerlerimiz, modern zamanın da etkisiyle anlam kaymasına maruz kalmaktadır.

Tetkiksiz, tekinsiz ve tahkiksiz bir dindarlık; kavramlarımızda anlam değişimine veya daralmasına, hedef sapmasına, eksik ve yanlış anlaşılmalara, değerlere yabancılaşmaya, bireysel ve toplumsal yozlaşmaya neden olmaktadır.

Nice nezih kavram ve değerlerimiz, kerih işlerin ve anlayışların kamuflajı olmadı mı?
Özgürlük; başıboşluk, kuralsızlık ve kendi başına buyruk olmak şeklinde algılanmıyor mu? Değer ve ilkelerden bağımsız bir özgürlük anlayışı düşünülebilir mi?
İtaat kavramı körü körüne bağlılık, sorgusuz sualsiz teslimiyet ve iradesizlik olarak anlaşılmıyor mu? Bu yanlış algı nedeniyle bazı örgütler, Müslümanlar üzerinde nüfuz alanları oluşturup onları dünyevi emelleri için kullanmıyorlar mı?
Tedbir, korkaklığın diğer adı olarak değerlendirilmiyor mu? Bana dokunmayan yılan, bin yıl yaşasın anlayışı, insanımıza aşılanmadı mı?
“İyiliği emretmek ve kötülükten sakındırmak” bizler için asli ve acil bir farz değil miydi?
Bayramlar, ibadet ve ziyaret amaçlı iken ticaret ve tatile dönüşmedi mi?
Her türlü olumsuzluğu kabullenme ve köşeye çekilmeye sabır diyebilir miyiz?
Muttaki olmayı, miskin ve münzevi olmaktan ayırmak durumundayız.
Tevekkülü de tembellik olarak algılamaktan vazgeçmeliyiz.

Cihad, şehadet, itidal, ihlas, ibadet, sadaka… Ve daha nice kavram…
Bu kavramlar, yerli yerine oturmazsa sonuç ne olur?
Yamuk idrak… Yanlış kulluk… Yaralı bilinç… Tahrip ve tahrif edilmiş İslam…
Bu çalışma ile zihnimizi ve zihniyetimizi şekillendiren kavramların bir kısmını irdelemek istedik. Bu kavramların günlük hayatımızdaki yansımalarını sorgulamaya çalıştık. Bizler için hayati öneme sahip kavramlarla ilgili yeterli bir değerlendirme yaptığımız ve bütün kavramları ele aldığımız söylenemez. Ancak yeni bir başlangıç ve daha kapsamlı çalışmalar için bir katkı olur umuduyla bu mütevazı çalışmayı hazırlamayı görev bildik.
‘'Yarım Hurma'' adını, Peygamber Efendimizin (sav) hadis-i şerifinden alıyor.
Zamanları aşan, mekânlardan taşan, mazeretleri yok eden, zihne yerleşen ve yüreğe işleyen hadislerden…

“… Yarım hurmayla da olsa ateş azabından korununuz…” (Buhari, Zekât 10,9; Müslim, Zekât 66,67)

Yardımın miktarı ve sonucuna dikkat edelim.

Yaşadığımız şehirlerle birlikte Suriye, Patani ve Filistin'deki hatıralarımızın da etkisiyle kitabımızdan elde edilecek her türlü geliri, yetim kardeşlerimize bağışladık.

Kitabımız bu anlam ve amaçlara hizmet etmektedir.

“Yarım Hurma”nın yazarı ve okuyucusu için nardan korunmaya, nura kavuşmaya vesile olması umuduyla…

“İnsanları dönüştüren kavramlar mıdır, kavramları dönüştüren insanlar mıdır?” sorusu derin ve kadim bir mevzuyu aralar. Bu soruya net bir cevap veremesek de insanoğlunun değişim, dönüşüm ve gelişiminde kavramların belirleyici etkisi inkâr edilemez.

İslami bir yaşamı anlamlı kılan temel kavram ve değerlerimiz, modern zamanın da etkisiyle anlam kaymasına maruz kalmaktadır.

Tetkiksiz, tekinsiz ve tahkiksiz bir dindarlık; kavramlarımızda anlam değişimine veya daralmasına, hedef sapmasına, eksik ve yanlış anlaşılmalara, değerlere yabancılaşmaya, bireysel ve toplumsal yozlaşmaya neden olmaktadır.

Nice nezih kavram ve değerlerimiz, kerih işlerin ve anlayışların kamuflajı olmadı mı?
Özgürlük; başıboşluk, kuralsızlık ve kendi başına buyruk olmak şeklinde algılanmıyor mu? Değer ve ilkelerden bağımsız bir özgürlük anlayışı düşünülebilir mi?
İtaat kavramı körü körüne bağlılık, sorgusuz sualsiz teslimiyet ve iradesizlik olarak anlaşılmıyor mu? Bu yanlış algı nedeniyle bazı örgütler, Müslümanlar üzerinde nüfuz alanları oluşturup onları dünyevi emelleri için kullanmıyorlar mı?
Tedbir, korkaklığın diğer adı olarak değerlendirilmiyor mu? Bana dokunmayan yılan, bin yıl yaşasın anlayışı, insanımıza aşılanmadı mı?
“İyiliği emretmek ve kötülükten sakındırmak” bizler için asli ve acil bir farz değil miydi?
Bayramlar, ibadet ve ziyaret amaçlı iken ticaret ve tatile dönüşmedi mi?
Her türlü olumsuzluğu kabullenme ve köşeye çekilmeye sabır diyebilir miyiz?
Muttaki olmayı, miskin ve münzevi olmaktan ayırmak durumundayız.
Tevekkülü de tembellik olarak algılamaktan vazgeçmeliyiz.

Cihad, şehadet, itidal, ihlas, ibadet, sadaka… Ve daha nice kavram…
Bu kavramlar, yerli yerine oturmazsa sonuç ne olur?
Yamuk idrak… Yanlış kulluk… Yaralı bilinç… Tahrip ve tahrif edilmiş İslam…
Bu çalışma ile zihnimizi ve zihniyetimizi şekillendiren kavramların bir kısmını irdelemek istedik. Bu kavramların günlük hayatımızdaki yansımalarını sorgulamaya çalıştık. Bizler için hayati öneme sahip kavramlarla ilgili yeterli bir değerlendirme yaptığımız ve bütün kavramları ele aldığımız söylenemez. Ancak yeni bir başlangıç ve daha kapsamlı çalışmalar için bir katkı olur umuduyla bu mütevazı çalışmayı hazırlamayı görev bildik.
‘'Yarım Hurma'' adını, Peygamber Efendimizin (sav) hadis-i şerifinden alıyor.
Zamanları aşan, mekânlardan taşan, mazeretleri yok eden, zihne yerleşen ve yüreğe işleyen hadislerden…

“… Yarım hurmayla da olsa ateş azabından korununuz…” (Buhari, Zekât 10,9; Müslim, Zekât 66,67)

Yardımın miktarı ve sonucuna dikkat edelim.

Yaşadığımız şehirlerle birlikte Suriye, Patani ve Filistin'deki hatıralarımızın da etkisiyle kitabımızdan elde edilecek her türlü geliri, yetim kardeşlerimize bağışladık.

Kitabımız bu anlam ve amaçlara hizmet etmektedir.

“Yarım Hurma”nın yazarı ve okuyucusu için nardan korunmaya, nura kavuşmaya vesile olması umuduyla…

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat