‘Karşılıksız iyilik gönlü, bilgi ise aklı zenginleştirir!'
Batı dünyası, aklını kullanarak teknolojide hayal edilemeyecek noktalara ulaştı. Ay'a gidildi, koyunlar kopyalandı, lazer silahları yapıldı. Lakin bunların hepsi dış dünyaya ait gelişmelerdi. Dış yani fiziksel dünya gelişirken, vicdanlar, yani iç dünya kısırlaştı; duygusuz, kuru, yalın ve kör bir toplum zuhur etti. İnsanlar ego denilen ihtirasın koluna girerek maddi olarak her şeye sahip, fakat değerlerden uzak, haz ve daha fazlasını isteme odaklı yaşayan ben merkezli bir kişiliğe büründü.Doğu'da ise, asırlar öncesinden bugüne kadim kültürle yoğrulup, kutsal miraslarla taçlanan gönüller vardı. Lakin onlar da akılla tam olarak sentezlenmediği için; ezildi, hor görüldü ve cehalete sürüklendi.Sonuç olarak: bir taraf “akla/maddeye” diğer tarafise “gönle/manaya” önem verdi. Lakin her iki taraf da dengesini bulamadı. Maalesef ki kişisel ve toplumsal huzursuzluklar ve sonrasında savaşlar baş gösterdi.Umudum odur ki bu kitabın sunacağı fikir tohumları sayesinde, birilerinin umutları tekrar yeşerir; hayatın o güzel havzaları ve sonsuz bereket kapıları onlar için açılır.Bu minvalde bu kitap okuyucusuna televizyonda, sosyal medyada ve ticari amaçla yazılmış kitaplarda bulamayacağı benzersizlikte yepyeni bir bakış açısı ve hayat deneyimi sunmaktadır.Bu kitap adeta; kalbinize dokunurken, zeka ve potansiyelinizde yer tutacak, sizi yaşam coşkusuna gark edip, meraklandıracaktır.
‘Karşılıksız iyilik gönlü, bilgi ise aklı zenginleştirir!'
Batı dünyası, aklını kullanarak teknolojide hayal edilemeyecek noktalara ulaştı. Ay'a gidildi, koyunlar kopyalandı, lazer silahları yapıldı. Lakin bunların hepsi dış dünyaya ait gelişmelerdi. Dış yani fiziksel dünya gelişirken, vicdanlar, yani iç dünya kısırlaştı; duygusuz, kuru, yalın ve kör bir toplum zuhur etti. İnsanlar ego denilen ihtirasın koluna girerek maddi olarak her şeye sahip, fakat değerlerden uzak, haz ve daha fazlasını isteme odaklı yaşayan ben merkezli bir kişiliğe büründü.Doğu'da ise, asırlar öncesinden bugüne kadim kültürle yoğrulup, kutsal miraslarla taçlanan gönüller vardı. Lakin onlar da akılla tam olarak sentezlenmediği için; ezildi, hor görüldü ve cehalete sürüklendi.Sonuç olarak: bir taraf “akla/maddeye” diğer tarafise “gönle/manaya” önem verdi. Lakin her iki taraf da dengesini bulamadı. Maalesef ki kişisel ve toplumsal huzursuzluklar ve sonrasında savaşlar baş gösterdi.Umudum odur ki bu kitabın sunacağı fikir tohumları sayesinde, birilerinin umutları tekrar yeşerir; hayatın o güzel havzaları ve sonsuz bereket kapıları onlar için açılır.Bu minvalde bu kitap okuyucusuna televizyonda, sosyal medyada ve ticari amaçla yazılmış kitaplarda bulamayacağı benzersizlikte yepyeni bir bakış açısı ve hayat deneyimi sunmaktadır.Bu kitap adeta; kalbinize dokunurken, zeka ve potansiyelinizde yer tutacak, sizi yaşam coşkusuna gark edip, meraklandıracaktır.