Dikkat et, ey okur! Bu kitap, sıradan bir Sade romanı değildir. Sen okurken o şöyle seslenecektir, kulak ver: Asla yasaklamayacaksın! Marquis de Sade'ın hayatı seni şaşırtacak, hatta ürkütecek; ondan nefret edecek, onu iğrenç bulacaksın.
Onun savunulacak bir tarafı yok! Ama Sade, sanık sandalyesinde oturmuyor hiçbir zaman. Tam tersine o bir iddia makamı: "Elinde bir kalem varken olağanüstü şeyler yapabiliyorsun," diyen o... "Siz sefahetten söz ediyorsunuz, bense özgürleşmeden söz ediyorum," diyen de...
Donatien Alphonse François Marquis de Sade, 8 Mart 1794 günü, çürümekte olduğu bir hapishaneden "bir yeryüzü cenneti" olarak tanımladığı Picpus'e nakledildiğinde ellili yaşlarındaydı ve birçokları için hâlâ "hiç kimsenin baş edemediği bir yaratık"tı.
Ulusal ustura Giyotin her gün boyunları vururken, Sade, Picpus'te, sekiz "esrarengiz" ay boyunca eğlendi, hoş kadınlar arasında dolandı, bir sefahat tiyatrosu sahneledi... Sade'ı oraya kim göndermişti? Onu sürekli koruyan, giyotinden kurtaran kimdi? Onun için kim çuval dolusu para döküyordu?
Dikkat et, ey okur? Bu romanda bu soruların cevaplarından geçen sefih bir adamın, bir "özel hayat Zorba"sının hayatından çok daha tehli şeyler bulacaksın!
Serge Bramly'nin senaryosundan uyarlanan, ünlü Fransız aktör Daniel Auteil'ün "döktürdüğü" filmi sarsmıştı, romanı ise tam anlamıyla şok edecek!
Dikkat et, ey okur! Bu kitap, sıradan bir Sade romanı değildir. Sen okurken o şöyle seslenecektir, kulak ver: Asla yasaklamayacaksın! Marquis de Sade'ın hayatı seni şaşırtacak, hatta ürkütecek; ondan nefret edecek, onu iğrenç bulacaksın.
Onun savunulacak bir tarafı yok! Ama Sade, sanık sandalyesinde oturmuyor hiçbir zaman. Tam tersine o bir iddia makamı: "Elinde bir kalem varken olağanüstü şeyler yapabiliyorsun," diyen o... "Siz sefahetten söz ediyorsunuz, bense özgürleşmeden söz ediyorum," diyen de...
Donatien Alphonse François Marquis de Sade, 8 Mart 1794 günü, çürümekte olduğu bir hapishaneden "bir yeryüzü cenneti" olarak tanımladığı Picpus'e nakledildiğinde ellili yaşlarındaydı ve birçokları için hâlâ "hiç kimsenin baş edemediği bir yaratık"tı.
Ulusal ustura Giyotin her gün boyunları vururken, Sade, Picpus'te, sekiz "esrarengiz" ay boyunca eğlendi, hoş kadınlar arasında dolandı, bir sefahat tiyatrosu sahneledi... Sade'ı oraya kim göndermişti? Onu sürekli koruyan, giyotinden kurtaran kimdi? Onun için kim çuval dolusu para döküyordu?
Dikkat et, ey okur? Bu romanda bu soruların cevaplarından geçen sefih bir adamın, bir "özel hayat Zorba"sının hayatından çok daha tehli şeyler bulacaksın!
Serge Bramly'nin senaryosundan uyarlanan, ünlü Fransız aktör Daniel Auteil'ün "döktürdüğü" filmi sarsmıştı, romanı ise tam anlamıyla şok edecek!