“Yavuz Sultan Selim'in akıl hocası, Alevilere karşı nefret tohumlarını eken adam.”
Yıllardan 1514, aylardan Şubat'tı… Edirne'de şehrin dışında uçsuz bucaksız gibi görünen Fil Çayırı'nda büyük bir hareketlilik vardı. Kızılbaş taifesinin kökünü kazıma hareketlerinin öne alınması için Padişah Sultan Selim çadırına topladığı yöneticilerine şu hükmünü açıklıyordu : “Hiç beklemeden, her yörede Kızılbaş taifesinden kim varsa ve nerede bulunuyorsa, üç atasına dek Kur'an hükmü gereğince köklerinin kazınmasını ve tebdil ile cezalandırılmayı hak etmişlerdir. Kaçınılmaz olarak Rum beldelerinde oturan ve yolculuk halinde bulunan bu taifenin yediden yetmişe hepsini yazsınlar ve yüce divanın naiplerine arz etsinler.”
Konuşmayı dinleyenler farkında mıydı bilinmez ama Yavuz Selim'in bu konuşması Anadolu'da yeni bir dönemi başlatıyordu.
İdris-i Bitlisi yani Bitlisli İdris, artık yeni bir dönemin başlayacağının farkında olanların başında gelen isimlerden biriydi.
“Yavuz Sultan Selim'in akıl hocası, Alevilere karşı nefret tohumlarını eken adam.”
Yıllardan 1514, aylardan Şubat'tı… Edirne'de şehrin dışında uçsuz bucaksız gibi görünen Fil Çayırı'nda büyük bir hareketlilik vardı. Kızılbaş taifesinin kökünü kazıma hareketlerinin öne alınması için Padişah Sultan Selim çadırına topladığı yöneticilerine şu hükmünü açıklıyordu : “Hiç beklemeden, her yörede Kızılbaş taifesinden kim varsa ve nerede bulunuyorsa, üç atasına dek Kur'an hükmü gereğince köklerinin kazınmasını ve tebdil ile cezalandırılmayı hak etmişlerdir. Kaçınılmaz olarak Rum beldelerinde oturan ve yolculuk halinde bulunan bu taifenin yediden yetmişe hepsini yazsınlar ve yüce divanın naiplerine arz etsinler.”
Konuşmayı dinleyenler farkında mıydı bilinmez ama Yavuz Selim'in bu konuşması Anadolu'da yeni bir dönemi başlatıyordu.
İdris-i Bitlisi yani Bitlisli İdris, artık yeni bir dönemin başlayacağının farkında olanların başında gelen isimlerden biriydi.