Dr. Atilla Girgin bu çalışmasında, bugüne kadar bilinen, ancak gözardı edilmesi yeğlenen önemli bir sorunu ele almış. Bu sorun, basının içinde bulunduğu iki temel çelişki.
Bunlardan ilki, düzenli gazeteciliğin ortaya çıktığı 1631 yılından bu yana, gazetecilerin dilediklerini özgürce yazma girişimleri ile egemen güçlerin, gazetelerde, yalnızca kendi çıkarlarına uygun haberleri görme arzuları.
İkinci çelişki ise İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra belirgin bir biçimde ortaya çıkan, Türkiye'de ise ancak 1980'lerden sonra fark edilen kamu görevi-ticari çıkar çatışması. Üçüncü kişiler, basının bilgilendirme, eğitme, eleştiri, denetim ve dolayısıyla kamuoyunun oluşmasına katkı ve oluşan kamuoyunu açıklama işlevleri nedeniyle kamu görevi yapmasını, dolayısıyla daha ciddi olmasını arzu etmekteler. Oysa basın patronları, kapitalist sistemin gereklerine uygun olarak, öncelikle kar etmek için pazara uygun mal üretiminde direnmekte.
Prof. Dr. Ünsal OSKAY Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı
Dr. Atilla Girgin bu çalışmasında, bugüne kadar bilinen, ancak gözardı edilmesi yeğlenen önemli bir sorunu ele almış. Bu sorun, basının içinde bulunduğu iki temel çelişki.
Bunlardan ilki, düzenli gazeteciliğin ortaya çıktığı 1631 yılından bu yana, gazetecilerin dilediklerini özgürce yazma girişimleri ile egemen güçlerin, gazetelerde, yalnızca kendi çıkarlarına uygun haberleri görme arzuları.
İkinci çelişki ise İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra belirgin bir biçimde ortaya çıkan, Türkiye'de ise ancak 1980'lerden sonra fark edilen kamu görevi-ticari çıkar çatışması. Üçüncü kişiler, basının bilgilendirme, eğitme, eleştiri, denetim ve dolayısıyla kamuoyunun oluşmasına katkı ve oluşan kamuoyunu açıklama işlevleri nedeniyle kamu görevi yapmasını, dolayısıyla daha ciddi olmasını arzu etmekteler. Oysa basın patronları, kapitalist sistemin gereklerine uygun olarak, öncelikle kar etmek için pazara uygun mal üretiminde direnmekte.
Prof. Dr. Ünsal OSKAY Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı