Avrupa Parlamentosu, Avrupa Birliği'nin doğrudan temsil vasfına sahip kurumudur. AB üyesi her ülke (ve halkı), AP'de ulusal kotası doğrultusunda temsil edilmektedir. Yunanistan'ın 21, Kıbrıs'ın da 6 (2'si Türk tarafına ait) milletvekili kotası vardır.
Türk-Yunan ilişkileri kırılganlığı yüksek bir ilişki türüdür. Çünkü ilişkiler daha çok zihnî boyutta cereyan eder. Bu nedenle sıradan bir olay, Türk-Yunan ilişkilerinde çabucak millî bir niteliğe, dolayısıyla da iki ülke/halk arasında bir soruna dönüşebilir.
Yunan ve Rum milletvekillerin AP'deki eylemleri ‘sü uyur düşman uyumaz' atasözüne birebir uymaktadır. Onlar, Türkiye karşıtlıklarını, verdikleri Yazılı Yanıt Sorularında açıkça ortaya koymaktadırlar. Her olayı, AB'nin malî yardımı durdurma, üyelik müzakerelerini askıya alma-kesme, en azından Türkiye'yi kınayan bir açıklama yapmasını sağlamak suretiyle Türkiye'ye yaptırım uygulaması için kullanmaktadırlar. Ayrıca Yunan ve Rumlar gerek Yunanistan gerekse Kıbrıs konularında yekvücut davranmakta, sorularını AB çıkarlarından çok kendi ulusal çıkarları için bir araç olarak kullanmaktadırlar. Soruları incelendiğinde görülmüştür ki, Türkiye lehine olan hiçbir soru ve istek yoktur. Çünkü onlar için, Türk'ün varlığı kabahattır.
Milletvekillerin AB kurumlarına soru sorma hakkı vardır. Soruların ezici çoğunluğu Avrupa Komisyonu'a sorulur. Komisyon'un/AB'nin yanıtları ise daha genel ve nesneldir. Pek çok yanıtında, sorunun tam yanıtını vermek yerine, ‘barışçıl' ve ‘iyi komşuluk'tan bahsetmektedir. Bu itibarla yanıtları çok kez tıpa tıp aynıdır. Elbetteki Türkiye'yi suçlayıcı yanıtları da fazladır.
Avrupa Parlamentosu, Avrupa Birliği'nin doğrudan temsil vasfına sahip kurumudur. AB üyesi her ülke (ve halkı), AP'de ulusal kotası doğrultusunda temsil edilmektedir. Yunanistan'ın 21, Kıbrıs'ın da 6 (2'si Türk tarafına ait) milletvekili kotası vardır.
Türk-Yunan ilişkileri kırılganlığı yüksek bir ilişki türüdür. Çünkü ilişkiler daha çok zihnî boyutta cereyan eder. Bu nedenle sıradan bir olay, Türk-Yunan ilişkilerinde çabucak millî bir niteliğe, dolayısıyla da iki ülke/halk arasında bir soruna dönüşebilir.
Yunan ve Rum milletvekillerin AP'deki eylemleri ‘sü uyur düşman uyumaz' atasözüne birebir uymaktadır. Onlar, Türkiye karşıtlıklarını, verdikleri Yazılı Yanıt Sorularında açıkça ortaya koymaktadırlar. Her olayı, AB'nin malî yardımı durdurma, üyelik müzakerelerini askıya alma-kesme, en azından Türkiye'yi kınayan bir açıklama yapmasını sağlamak suretiyle Türkiye'ye yaptırım uygulaması için kullanmaktadırlar. Ayrıca Yunan ve Rumlar gerek Yunanistan gerekse Kıbrıs konularında yekvücut davranmakta, sorularını AB çıkarlarından çok kendi ulusal çıkarları için bir araç olarak kullanmaktadırlar. Soruları incelendiğinde görülmüştür ki, Türkiye lehine olan hiçbir soru ve istek yoktur. Çünkü onlar için, Türk'ün varlığı kabahattır.
Milletvekillerin AB kurumlarına soru sorma hakkı vardır. Soruların ezici çoğunluğu Avrupa Komisyonu'a sorulur. Komisyon'un/AB'nin yanıtları ise daha genel ve nesneldir. Pek çok yanıtında, sorunun tam yanıtını vermek yerine, ‘barışçıl' ve ‘iyi komşuluk'tan bahsetmektedir. Bu itibarla yanıtları çok kez tıpa tıp aynıdır. Elbetteki Türkiye'yi suçlayıcı yanıtları da fazladır.