Milattan önce başlayıp 1200'lerde zirve noktasına ulaşan, hava denge ve su basıncı prensipleriyle hareket eden çeşitli otomatik araçlar… Derken uzaktan kumandalı oyuncaklar, guguklu saatler, yaklaşınca açılan kapılar ve bugün çok daha fazlası… Bu robotik teknoloji ürünlerinin, tarih boyunca büyük-küçük herkesin ilgisini çekmesindeki başlıca sebebin, otomatik hareketin insanda uyandırdığı heyecan olduğu söylenebilir.
Kendi kendine hareket eden nesneler üzerinde çalışılması, sadece ilginç bir alet icat etmek gayesini taşımıyordu elbette. İçlerinde seyirlik temaşa maksadıyla yapılanları da vardı ama çoğu, günlük hayatta bir ihtiyacı gidermeyi hedeflemişti. Üstelik bazıları, çalışma prensipleriyle yüzlerce yıl sonrasına bile ilham kaynağı oldu. Bu minvalde, modern otomobillerdeki yakıt akışını düzenleyen karbüratörlerin, M.Ö. 3. asırda icat edilen su saatlerindeki debi kontrol sistemine benzemesi güzel bir misaldir. Her ne kadar bugün çok tanınmasa da Benû Musa Kardeşler ve el-Cezerî gibi Müslüman âlimler ile zirve noktasına çıkan bilimsel çalışmalar, robotik teknolojide dünya otoritelerince kabul edilmiş çığır açan gelişmelerdir.
Bugün gelinen noktada insanoğlu, robotlara belli komutlarla bir şeyler yaptırmanın ötesinde, yapay zekâ veya algoritmalarla robotları daha akıllı hâle getirmeye çalışıyor. Modern dünyanın(!) teknoloji çağındaki tereddüdü de bu olsa gerek: Yapay zekâ ile robotlar, daha doğal bir insan görünümüne ve anlayışına büründürülmeye çalışılırken; insanlar, yapay meşgalelerle her geçen gün tek tip robotlaştırılmaya çabalanıyor.
Robotik teknolojinin dünü, bugünü ve yarınını irdelediğimiz kapak dosyamız ile çok dillendirilen fakat az bilinen bu alanda yeterli bir tarihî malumata ulaşmanızın temennisindeyiz. Bu vesile ile Kurban Bayramı'nızı tebrik eder, istifadeli okumalar dileriz.
Milattan önce başlayıp 1200'lerde zirve noktasına ulaşan, hava denge ve su basıncı prensipleriyle hareket eden çeşitli otomatik araçlar… Derken uzaktan kumandalı oyuncaklar, guguklu saatler, yaklaşınca açılan kapılar ve bugün çok daha fazlası… Bu robotik teknoloji ürünlerinin, tarih boyunca büyük-küçük herkesin ilgisini çekmesindeki başlıca sebebin, otomatik hareketin insanda uyandırdığı heyecan olduğu söylenebilir.
Kendi kendine hareket eden nesneler üzerinde çalışılması, sadece ilginç bir alet icat etmek gayesini taşımıyordu elbette. İçlerinde seyirlik temaşa maksadıyla yapılanları da vardı ama çoğu, günlük hayatta bir ihtiyacı gidermeyi hedeflemişti. Üstelik bazıları, çalışma prensipleriyle yüzlerce yıl sonrasına bile ilham kaynağı oldu. Bu minvalde, modern otomobillerdeki yakıt akışını düzenleyen karbüratörlerin, M.Ö. 3. asırda icat edilen su saatlerindeki debi kontrol sistemine benzemesi güzel bir misaldir. Her ne kadar bugün çok tanınmasa da Benû Musa Kardeşler ve el-Cezerî gibi Müslüman âlimler ile zirve noktasına çıkan bilimsel çalışmalar, robotik teknolojide dünya otoritelerince kabul edilmiş çığır açan gelişmelerdir.
Bugün gelinen noktada insanoğlu, robotlara belli komutlarla bir şeyler yaptırmanın ötesinde, yapay zekâ veya algoritmalarla robotları daha akıllı hâle getirmeye çalışıyor. Modern dünyanın(!) teknoloji çağındaki tereddüdü de bu olsa gerek: Yapay zekâ ile robotlar, daha doğal bir insan görünümüne ve anlayışına büründürülmeye çalışılırken; insanlar, yapay meşgalelerle her geçen gün tek tip robotlaştırılmaya çabalanıyor.
Robotik teknolojinin dünü, bugünü ve yarınını irdelediğimiz kapak dosyamız ile çok dillendirilen fakat az bilinen bu alanda yeterli bir tarihî malumata ulaşmanızın temennisindeyiz. Bu vesile ile Kurban Bayramı'nızı tebrik eder, istifadeli okumalar dileriz.