Halil Gökhan alıştığımız anlamda bir roman yazmamış. Hatta Yedinci'yi bir roman olarak nitelendiremeyiz sanıyorum. Her cümlede bir şair edası, yazdığına kendisi de şaşıran, okurla olduğu kadar kendiyle de alay edebilen bir haşarı çocuk var. Ama ne yaptığını, nereye varmak istediğini bilen bir çocuk. Halil Gökhan'ın, Aragon'un gerçeküstücü döneminde yazdığı anlatılardan, özellikle de Anicet'den etkilendiği, Kafka, Ionesco vb. gibi yazarların izinden gittiği de öne sürülebilir. İroniyi de, bu ustalar gibi, kitabın odağına yerleştirmiş. Yine de bana kalırsa, bu görünür etkilere rağmen özgün bir yolda ilerliyor yazar. Edebiyatımızda benzeri olmayan kendine özgü bir kitap Yedinci. Gerçeküstücü anlayıştan kaynaklanan bir üstmetin gibi de okunabilir. Hatta böyle okunması gerekir diye düşünüyorum. -Nedim Gürsel-
Halil Gökhan alıştığımız anlamda bir roman yazmamış. Hatta Yedinci'yi bir roman olarak nitelendiremeyiz sanıyorum. Her cümlede bir şair edası, yazdığına kendisi de şaşıran, okurla olduğu kadar kendiyle de alay edebilen bir haşarı çocuk var. Ama ne yaptığını, nereye varmak istediğini bilen bir çocuk. Halil Gökhan'ın, Aragon'un gerçeküstücü döneminde yazdığı anlatılardan, özellikle de Anicet'den etkilendiği, Kafka, Ionesco vb. gibi yazarların izinden gittiği de öne sürülebilir. İroniyi de, bu ustalar gibi, kitabın odağına yerleştirmiş. Yine de bana kalırsa, bu görünür etkilere rağmen özgün bir yolda ilerliyor yazar. Edebiyatımızda benzeri olmayan kendine özgü bir kitap Yedinci. Gerçeküstücü anlayıştan kaynaklanan bir üstmetin gibi de okunabilir. Hatta böyle okunması gerekir diye düşünüyorum. -Nedim Gürsel-