Yemeğin hazırlanması, sunulması ve yenilmesi tüm toplumlarda ortak bazı özelliklere sahiptir, bu yüzden de Sir James Frazer'dan beri bu konu birçok antropoloğun çalışmalarının merkezinde, çeşitli teorik ve ampirik bakış açıları ile işlenerek yer almıştır. Elinizde tuttuğunuz bu çalışma Jack Goody'nin Batı Afrika'daki gözlemlerinden yola çıkarak, yukarıda bahsi geçen çabaların bir parçası olarak hazırlanmıştır. Goody, mutfağın karşılaştırmalı tarihsel boyutunu gözden kaçıran bu çalışmaları eleştirerek işe başlıyor, bunun yanında sınıflı toplumlarda ortaya çıkan kültürel farkların da üzerini antropolojik bir bakış açısı ile çiziyor. Goody'nin bu kitaptaki temel sorusu: Neden dünyanın her yerinde görülen haute-cuisine Afrika'da ortaya çıkmamıştır? Eski Mısır'dan, Roma İmparatorluğu'na, Ortaçağ Çin Uygarlığı'ndan Modern Avrupa'nın ilk dönemine kadar geniş bir alan/zamanda incelenenen Avrasya toplumlarının mutfak pratiklerini de bu çalışma için kullanıyor. Çünkü Goody, bu karşılaştırmalar sayesinde çalışmasında farklı sosyo-ekonomik yapılarla kurulan toplumlarda farklı yemek hazırlama ve tüketme pratiklerinin nasıl da o toplumun iletişim ve üretim ilişkileri tarafından belirlendiğini gösteriyor. Çalışma, endüstriyel yiyeceklerin tüm dünyadaki yükselişinin bir incelemesi ile sona eriyor. Özellikle üçüncü dünya toplumlarında bu endüstriyel yiyeceklerin baskısına yerel yemeklerin direnişinin, o toplumun önceden varolan sosyo-ekonomik yapısının direnci ile ilintisini bize gösteriyor. Bu çalışmada sunulan tüm argümanlar, sosyal bilimciler ve tarihçiler için ufuk açıcı olma özelliğini halen koruyor.
Yemeğin hazırlanması, sunulması ve yenilmesi tüm toplumlarda ortak bazı özelliklere sahiptir, bu yüzden de Sir James Frazer'dan beri bu konu birçok antropoloğun çalışmalarının merkezinde, çeşitli teorik ve ampirik bakış açıları ile işlenerek yer almıştır. Elinizde tuttuğunuz bu çalışma Jack Goody'nin Batı Afrika'daki gözlemlerinden yola çıkarak, yukarıda bahsi geçen çabaların bir parçası olarak hazırlanmıştır. Goody, mutfağın karşılaştırmalı tarihsel boyutunu gözden kaçıran bu çalışmaları eleştirerek işe başlıyor, bunun yanında sınıflı toplumlarda ortaya çıkan kültürel farkların da üzerini antropolojik bir bakış açısı ile çiziyor. Goody'nin bu kitaptaki temel sorusu: Neden dünyanın her yerinde görülen haute-cuisine Afrika'da ortaya çıkmamıştır? Eski Mısır'dan, Roma İmparatorluğu'na, Ortaçağ Çin Uygarlığı'ndan Modern Avrupa'nın ilk dönemine kadar geniş bir alan/zamanda incelenenen Avrasya toplumlarının mutfak pratiklerini de bu çalışma için kullanıyor. Çünkü Goody, bu karşılaştırmalar sayesinde çalışmasında farklı sosyo-ekonomik yapılarla kurulan toplumlarda farklı yemek hazırlama ve tüketme pratiklerinin nasıl da o toplumun iletişim ve üretim ilişkileri tarafından belirlendiğini gösteriyor. Çalışma, endüstriyel yiyeceklerin tüm dünyadaki yükselişinin bir incelemesi ile sona eriyor. Özellikle üçüncü dünya toplumlarında bu endüstriyel yiyeceklerin baskısına yerel yemeklerin direnişinin, o toplumun önceden varolan sosyo-ekonomik yapısının direnci ile ilintisini bize gösteriyor. Bu çalışmada sunulan tüm argümanlar, sosyal bilimciler ve tarihçiler için ufuk açıcı olma özelliğini halen koruyor.