Parçası olduğumuz ekonomi de, içerisinde yaşadığımız dünya da aynı ekonomi ve aynı dünya değildir. Bir yandan teknolojinin, bilimin ve bilgi teknolojisinin yönlendirdiği, insanların sorunlarına çözüm getiren, yaşamı kolaylaştıran devasa yenilikleri yaşamaktayız. Diğer yandan da, doğal, ekonomik, siyasal felaketlerin neden olduğu trajik haberlerle birlikte yaşıyoruz. Afrika'da ve Ortadoğu'da neredeyse her gün, her saat çatışmalar, intihar saldırıları, savaşlar aracılığıyla kanıksanan katliamlar yaşanmaktadır. Dolayısıyla, üçüncü bin yılın başlangıcı felaketlerle yenilginin diyalektiğine zemin olmuştur.
Devasa yenilikler ve teknolojik gelişmeler, ne yazık ki felaketlere galip gelememektedir. Zira doğa katledilmekte, insanlar katledilmekte, çevre kirletilmekte, tarımsal arazi sanayiye, kısa vadeli ekonomik çıkarlara feda edilmektedir. Globalleşme nedeniyle, tüm krizleri, tüm dünya insanları hissettirmektedir. Kriz ve günlük olgular arasına girmiştir. Böyle bir atmosfer içinde ekonomi de yenidir, içinde yaşadığımız dünya da yenidir artık.
Öyleyse, işletmeciliğin farklı olmaması düşünülebilir mi?
Elbette hayır! İnternet, web, elektronik ticaret tüm işletme sistemini kuşatmalıdır. Y kuşağı yönetsel, ekonomik ve siyasal yaşama damgasını vurmaktadır. Bu durum, Gezi Parkı protestolarında da, 17 aralık yolsuzluk operasyonlarından sonra da teyit edilmiştir. Y kuşağının rasyonelliği ve yolsuzluk ekonominin de, siyasetin de dünyanın da baş belaları arasındadır. STK'lar, devlet ve özel sektör yanında önemli üçüncü sektör olarak ekonomik, siyasal ve demokratik yaşamda yerlerini almışlardır.
Üst yöneticilerin (CEO, COO, CIO, CHRO vb) işleri daha da zorlaşmaktadır. Çünkü birçok faktörün neden olduğu krizlerin ortaya çıkardığı şirket başarısızlıklarının faturası, üst yöneticilere öncelikle çıkarılmaktadır. Kriz yönetimi, yeni sektör ve pazarlar bulma, gerektiğinde küçülme ve elden çıkarma CEO ve yardımcılarının kafa yoracağı stratejlier olmalıdır.
"Yeni Ekonomide ve Dünyada İşletmecilik" adını verdiğimiz bu kitap, bu konularda perspektif sunma iddiasına sahiptir.
Parçası olduğumuz ekonomi de, içerisinde yaşadığımız dünya da aynı ekonomi ve aynı dünya değildir. Bir yandan teknolojinin, bilimin ve bilgi teknolojisinin yönlendirdiği, insanların sorunlarına çözüm getiren, yaşamı kolaylaştıran devasa yenilikleri yaşamaktayız. Diğer yandan da, doğal, ekonomik, siyasal felaketlerin neden olduğu trajik haberlerle birlikte yaşıyoruz. Afrika'da ve Ortadoğu'da neredeyse her gün, her saat çatışmalar, intihar saldırıları, savaşlar aracılığıyla kanıksanan katliamlar yaşanmaktadır. Dolayısıyla, üçüncü bin yılın başlangıcı felaketlerle yenilginin diyalektiğine zemin olmuştur.
Devasa yenilikler ve teknolojik gelişmeler, ne yazık ki felaketlere galip gelememektedir. Zira doğa katledilmekte, insanlar katledilmekte, çevre kirletilmekte, tarımsal arazi sanayiye, kısa vadeli ekonomik çıkarlara feda edilmektedir. Globalleşme nedeniyle, tüm krizleri, tüm dünya insanları hissettirmektedir. Kriz ve günlük olgular arasına girmiştir. Böyle bir atmosfer içinde ekonomi de yenidir, içinde yaşadığımız dünya da yenidir artık.
Öyleyse, işletmeciliğin farklı olmaması düşünülebilir mi?
Elbette hayır! İnternet, web, elektronik ticaret tüm işletme sistemini kuşatmalıdır. Y kuşağı yönetsel, ekonomik ve siyasal yaşama damgasını vurmaktadır. Bu durum, Gezi Parkı protestolarında da, 17 aralık yolsuzluk operasyonlarından sonra da teyit edilmiştir. Y kuşağının rasyonelliği ve yolsuzluk ekonominin de, siyasetin de dünyanın da baş belaları arasındadır. STK'lar, devlet ve özel sektör yanında önemli üçüncü sektör olarak ekonomik, siyasal ve demokratik yaşamda yerlerini almışlardır.
Üst yöneticilerin (CEO, COO, CIO, CHRO vb) işleri daha da zorlaşmaktadır. Çünkü birçok faktörün neden olduğu krizlerin ortaya çıkardığı şirket başarısızlıklarının faturası, üst yöneticilere öncelikle çıkarılmaktadır. Kriz yönetimi, yeni sektör ve pazarlar bulma, gerektiğinde küçülme ve elden çıkarma CEO ve yardımcılarının kafa yoracağı stratejlier olmalıdır.
"Yeni Ekonomide ve Dünyada İşletmecilik" adını verdiğimiz bu kitap, bu konularda perspektif sunma iddiasına sahiptir.