Cengiz Özel, 1977 yılında Konya'da doğdu. Ortaöğrenimini İvriz Öğretmen Okulu ve Kuleli Askeri Lisesinde, lisans eğitimini Kara Harp Okulunda almayı müteakip Selçuk Üniversitesinde Özel Hukuk alanında yüksek lisans, İnönü Üniversitesinde Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi alanında doktora eğitimini tamamladı. Halen Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi Başkanlığında Disiplin ve Hukuk İşleri Şube Müdürü olarak görevini sürdüren Cengiz Özel, Evli ve üç çocuk babasıdır.
Kimilerine göre bir komplo, kimilerine göre ise yüzyılın en büyük meydan okuması olan 11 Eylül saldırıları, uluslararası politikada Türkiye'nin yumuşak güç havzalarında Türkiye'yi hiç istemediği bir sınavla yüz yüze bırakmıştır. ABD, tek kutuplu yeni dünya düzeni için tasarladığı ulus devletin egemenliğinin aşındırılması ve demokratikleştirilmesi projesine 11 Eylül, aradığı eşsiz fırsatı altın tepside sunarken, Türkiye de ABD'nin bu fırsat doğrultusunda giriştiği ulus inşası furyasının zoraki kaçınılmaz aktörüne dönüşmüştür...
II. Dünya Savaşı ile birlikte sıklıkla görmeye başladığımız ulus inşası furyası, 11 Eylül sonrasında önce Afganistan ile başlamış, ardından Irak ve sonrasında tüm Ortadoğu'yu içine almıştır. Soğuk savaş sonrası ABD'nin gerçekleştirmek istediği küresel dönüşümün kodlarını barındırması ve yeni ulus inşası örneğinde bir ilk ve model olması nedeniyle Afgan ulus inşası ve bu süreçte Türkiye'nin izlediği yumuşak güç stratejisi, diğer ulus inşa örneklerinin anlaşılmasında çok önemli katkılar sunmaktadır.
Cengiz Özel, 1977 yılında Konya'da doğdu. Ortaöğrenimini İvriz Öğretmen Okulu ve Kuleli Askeri Lisesinde, lisans eğitimini Kara Harp Okulunda almayı müteakip Selçuk Üniversitesinde Özel Hukuk alanında yüksek lisans, İnönü Üniversitesinde Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi alanında doktora eğitimini tamamladı. Halen Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi Başkanlığında Disiplin ve Hukuk İşleri Şube Müdürü olarak görevini sürdüren Cengiz Özel, Evli ve üç çocuk babasıdır.
Kimilerine göre bir komplo, kimilerine göre ise yüzyılın en büyük meydan okuması olan 11 Eylül saldırıları, uluslararası politikada Türkiye'nin yumuşak güç havzalarında Türkiye'yi hiç istemediği bir sınavla yüz yüze bırakmıştır. ABD, tek kutuplu yeni dünya düzeni için tasarladığı ulus devletin egemenliğinin aşındırılması ve demokratikleştirilmesi projesine 11 Eylül, aradığı eşsiz fırsatı altın tepside sunarken, Türkiye de ABD'nin bu fırsat doğrultusunda giriştiği ulus inşası furyasının zoraki kaçınılmaz aktörüne dönüşmüştür...
II. Dünya Savaşı ile birlikte sıklıkla görmeye başladığımız ulus inşası furyası, 11 Eylül sonrasında önce Afganistan ile başlamış, ardından Irak ve sonrasında tüm Ortadoğu'yu içine almıştır. Soğuk savaş sonrası ABD'nin gerçekleştirmek istediği küresel dönüşümün kodlarını barındırması ve yeni ulus inşası örneğinde bir ilk ve model olması nedeniyle Afgan ulus inşası ve bu süreçte Türkiye'nin izlediği yumuşak güç stratejisi, diğer ulus inşa örneklerinin anlaşılmasında çok önemli katkılar sunmaktadır.