“Şumular varmış eskiden. Ne istersen, onu olurmuş şumu. Açsan yemeğin, besten varsa kemanın, yalnızlık çekiyorsan kedin olurmuş. Üşüdüğünde battaniyen, terlediğinde yelpazen; sana kalmış…
İnsanlar unuttu şumuları. Oysa bekliyorlar hala. Çağırmayı başarırsan, yeniden gelir şumu. Su kırban olur, rahiyanı karıştırdığın. Bahçende ağacın olur, kökleri gövdesinden büyük. Can üfler ruhuna, yeniden. Şair, şumudur sana.
Erişebilirsen…
Unutulmuş şumular.
Hatırlamanın vaktidir…”
“Şumular varmış eskiden. Ne istersen, onu olurmuş şumu. Açsan yemeğin, besten varsa kemanın, yalnızlık çekiyorsan kedin olurmuş. Üşüdüğünde battaniyen, terlediğinde yelpazen; sana kalmış…
İnsanlar unuttu şumuları. Oysa bekliyorlar hala. Çağırmayı başarırsan, yeniden gelir şumu. Su kırban olur, rahiyanı karıştırdığın. Bahçende ağacın olur, kökleri gövdesinden büyük. Can üfler ruhuna, yeniden. Şair, şumudur sana.
Erişebilirsen…
Unutulmuş şumular.
Hatırlamanın vaktidir…”