Bu çalışma yakın dönem Türkiye tarihinin sıkça gündeme gelen kentlerinden biri olan Sivas'ın son yıllardaki dönüşümünün kent içinde yaşayan farklı topluluklarca nasıl deneyimlendiğini tarih, bellek ve mekân üzerinden incelemektedir. Kentin yeniden üretimi süreci ile kentin deneyimlenmesi arasındaki gerilimli ilişki kent estetiğinin ve kentsel söylemlerin dönüşümü, yersiz-yurtsuzlaştırma süreçleri ve kentte yaşayan çeşitli grupların mekânı kendi deneyimlerince uygunlaştırma pratikleri çalışmanın merkezinde yer alır. Kentin deneyimlenmesinin öznel yapısı otorite tarafından tanımlanmış bir mekân deneyiminde kaybolurken kenti bir toplumsal ilişkiler zemini ve üretim mekânı olmaktan çıkartarak tüketilecek bir metaya dönüştürmektedir. Bu dönüşümün yerleştirdiği yaşam tarzı beraberinde belleği ve farklı mekânlarla kurulan öznel ilişkiyi kullanan direnç mekanizmalarını da harekete geçirmektedir. Merkezde bulunan ve oradaki konumlarını korumaya çalışan esnaflar; kadınlara yönelik kültürel ve siyasi hedefin odağında olan muhafazakâr kadınlar; heterojen yapıda olmakla birlikte çoğunluğu Alevi halkın oluşturduğu mahallelerdeki birbiriyle destekleşen halk ve eski Madımak Oteli etrafında örgütlenen hareketin aktörleri bu araştırma kapsamında dönüşüme karşı bazen kesişen direnme pratikleriyle kentin hafıza ve söylemde yitimine karşı çıkmaktadırlar. Mekânsal düzenlemenin yoğunlaştığı 2007-2013 arası kritik bir dönemin bir kısmında saha çalışması yapılan bu araştırma yeni döneme geçişin parçası olan memnuniyetsizlik, çatışma ve mekân tutmanın küçük ölçekli bir yansımasını, bir başka deyişle bugünkü mekâna geçişi sağlayan önceki mekân politikalarının küçük ölçekli bir tarihini sunar.
Bu çalışma yakın dönem Türkiye tarihinin sıkça gündeme gelen kentlerinden biri olan Sivas'ın son yıllardaki dönüşümünün kent içinde yaşayan farklı topluluklarca nasıl deneyimlendiğini tarih, bellek ve mekân üzerinden incelemektedir. Kentin yeniden üretimi süreci ile kentin deneyimlenmesi arasındaki gerilimli ilişki kent estetiğinin ve kentsel söylemlerin dönüşümü, yersiz-yurtsuzlaştırma süreçleri ve kentte yaşayan çeşitli grupların mekânı kendi deneyimlerince uygunlaştırma pratikleri çalışmanın merkezinde yer alır. Kentin deneyimlenmesinin öznel yapısı otorite tarafından tanımlanmış bir mekân deneyiminde kaybolurken kenti bir toplumsal ilişkiler zemini ve üretim mekânı olmaktan çıkartarak tüketilecek bir metaya dönüştürmektedir. Bu dönüşümün yerleştirdiği yaşam tarzı beraberinde belleği ve farklı mekânlarla kurulan öznel ilişkiyi kullanan direnç mekanizmalarını da harekete geçirmektedir. Merkezde bulunan ve oradaki konumlarını korumaya çalışan esnaflar; kadınlara yönelik kültürel ve siyasi hedefin odağında olan muhafazakâr kadınlar; heterojen yapıda olmakla birlikte çoğunluğu Alevi halkın oluşturduğu mahallelerdeki birbiriyle destekleşen halk ve eski Madımak Oteli etrafında örgütlenen hareketin aktörleri bu araştırma kapsamında dönüşüme karşı bazen kesişen direnme pratikleriyle kentin hafıza ve söylemde yitimine karşı çıkmaktadırlar. Mekânsal düzenlemenin yoğunlaştığı 2007-2013 arası kritik bir dönemin bir kısmında saha çalışması yapılan bu araştırma yeni döneme geçişin parçası olan memnuniyetsizlik, çatışma ve mekân tutmanın küçük ölçekli bir yansımasını, bir başka deyişle bugünkü mekâna geçişi sağlayan önceki mekân politikalarının küçük ölçekli bir tarihini sunar.