Ersen Gürsel'in 1969 yılında Side ve Çevresi Turizm Planlama Uluslararası Yanşması'nı kazanmasıyla başlayan kariyeri, özünde hep "yer"in ruhunu anlamaya ve aramaya odaklanır. Onun tasarlama modeli, yapıları tekil anıtlar ölçeğinde değil, kentsel, tarihi ve doğal çevre bütünü ile birlikte düşünme temeline oturan özgün bir kavramsal modeldir. Tasarlamaya Side'de başlamanin ve Akdeniz'in iki bin yıllık tarihiyle, yani bir anlamda artık zaman-dışı olmuş birikimiyle tanışmanın çizdiği bir yoldur bu. Mesleğin ilerleyen yıllannda bu kavramsal modelin düşünsel altyapısının zenginleşmesi sürecini yaşayacaktır. Bu bağlamda Gürsel'in tasanmlan hep "zaman ve zaman-dışı" ve "tarih ve mekân" kavramlarının, yerin ve zamanın çevresinde dolanır; onlan yeniden arar, yeniden sınar, imgeler kurar, bozar, yeniden kurar, simgeler yaratır. Zamanı sorgular, zaman-dışını arar, zamanları birbirine bağlar ve galiba, aradan çekilir. Erken dönem çalışmalarında başlayan bu görme ve düşünme modeli, zaman içinde oluşmuş yerleşme dokulanm belleğinde yeniden canlandırmanın, özentiye düşmeden kendiliğindenliği tasarlamanın o çok zor çizgisini yakalamanın örnekleridir. Asıl önemli olan, adeta tasarlandığını söylemek istemeyen, kendiliğindenmiş gibi bir kurgunun varlığıdır. Sonraki tasanmlan, Gürsel'in mimarlık konseptini bir üst bilinç düzeyine çıkaran çalışmalardır. Çevre verilerinin peşine düşme alışkanlığı bir ortaklaşmaya, giderek tutkuya dönüşen bir dikkatle, meydandaki saat kulesini de, eski ve yıkık şapeli de, mezarlığın beş selvisini ve asırlık anıtsal çam ağacını ya da antik feneri de ölümsüz imgelere dönüştürürken "varolan" ile "yeni" arasında bir satranç oyunu kurgular ve "zeytinler, dalgın nar ağaçları, küçük kır tanrılan gibi," unutmayan bir tasanmcının hayalleri ve özenini duyumsatır.
- Afife Batur
Ersen Gürsel'in 1969 yılında Side ve Çevresi Turizm Planlama Uluslararası Yanşması'nı kazanmasıyla başlayan kariyeri, özünde hep "yer"in ruhunu anlamaya ve aramaya odaklanır. Onun tasarlama modeli, yapıları tekil anıtlar ölçeğinde değil, kentsel, tarihi ve doğal çevre bütünü ile birlikte düşünme temeline oturan özgün bir kavramsal modeldir. Tasarlamaya Side'de başlamanin ve Akdeniz'in iki bin yıllık tarihiyle, yani bir anlamda artık zaman-dışı olmuş birikimiyle tanışmanın çizdiği bir yoldur bu. Mesleğin ilerleyen yıllannda bu kavramsal modelin düşünsel altyapısının zenginleşmesi sürecini yaşayacaktır. Bu bağlamda Gürsel'in tasanmlan hep "zaman ve zaman-dışı" ve "tarih ve mekân" kavramlarının, yerin ve zamanın çevresinde dolanır; onlan yeniden arar, yeniden sınar, imgeler kurar, bozar, yeniden kurar, simgeler yaratır. Zamanı sorgular, zaman-dışını arar, zamanları birbirine bağlar ve galiba, aradan çekilir. Erken dönem çalışmalarında başlayan bu görme ve düşünme modeli, zaman içinde oluşmuş yerleşme dokulanm belleğinde yeniden canlandırmanın, özentiye düşmeden kendiliğindenliği tasarlamanın o çok zor çizgisini yakalamanın örnekleridir. Asıl önemli olan, adeta tasarlandığını söylemek istemeyen, kendiliğindenmiş gibi bir kurgunun varlığıdır. Sonraki tasanmlan, Gürsel'in mimarlık konseptini bir üst bilinç düzeyine çıkaran çalışmalardır. Çevre verilerinin peşine düşme alışkanlığı bir ortaklaşmaya, giderek tutkuya dönüşen bir dikkatle, meydandaki saat kulesini de, eski ve yıkık şapeli de, mezarlığın beş selvisini ve asırlık anıtsal çam ağacını ya da antik feneri de ölümsüz imgelere dönüştürürken "varolan" ile "yeni" arasında bir satranç oyunu kurgular ve "zeytinler, dalgın nar ağaçları, küçük kır tanrılan gibi," unutmayan bir tasanmcının hayalleri ve özenini duyumsatır.
- Afife Batur