Yıldız Ramazanoğlu, hikâye yazmak konusunda şunları söylüyor: “Hikâye yazmak daha çok insanı acıtan, kanatan hale ayna tutmakla ilgili; dert söyletir der büyüklerimiz, öyle ya derdin, tasan, davan yoksa neden yazasın ki. Canımızı yakan, içimize sinmeyen var olanı kelimeler yoluyla aşındırmak, olması gerekene doğru ilerletmek, görülmeyeni göstermek, önemsiz olanın içindeki görkemi açığa çıkarmak. Sessizlerin, sözü kesilenlerin, susturulanların sesi olmak bir bakıma. …Hikaye yazmak taş dahil her şeyin içine bir kalp yerleştirme, herkesin haklılık payını bulup çıkarma ve teslim etme insiyakı.”
Yıldız Ramazanoğlu Hikâyeciliği, 2000 sonrası Türk hikâyesinin önemli isimlerinden Yıldız Ramazanoğlu'nun hikâye dünyasına kapı aralıyor. Ramazanoğlu'nun hikâyelerini kişiler, meseleler, anlatım tarzı yönleriyle ele alan çalışma yazarın tek romanı olan İkna Odası'na da yer ayırıyor.
Yıldız Ramazanoğlu, hikâye yazmak konusunda şunları söylüyor: “Hikâye yazmak daha çok insanı acıtan, kanatan hale ayna tutmakla ilgili; dert söyletir der büyüklerimiz, öyle ya derdin, tasan, davan yoksa neden yazasın ki. Canımızı yakan, içimize sinmeyen var olanı kelimeler yoluyla aşındırmak, olması gerekene doğru ilerletmek, görülmeyeni göstermek, önemsiz olanın içindeki görkemi açığa çıkarmak. Sessizlerin, sözü kesilenlerin, susturulanların sesi olmak bir bakıma. …Hikaye yazmak taş dahil her şeyin içine bir kalp yerleştirme, herkesin haklılık payını bulup çıkarma ve teslim etme insiyakı.”
Yıldız Ramazanoğlu Hikâyeciliği, 2000 sonrası Türk hikâyesinin önemli isimlerinden Yıldız Ramazanoğlu'nun hikâye dünyasına kapı aralıyor. Ramazanoğlu'nun hikâyelerini kişiler, meseleler, anlatım tarzı yönleriyle ele alan çalışma yazarın tek romanı olan İkna Odası'na da yer ayırıyor.