2004 Yaşar Nabi Nayır Öykü Ödülü'ne değer bulunan Temel Karataş, hayata ve yaşantılara dikkatle bakan bir öykücü; ara sokaklarda, işçi hanlarında, kamyoncu barınaklarında, küçük dükkanlarda dolaşıyor. Gazeteci oluşunun da bunda payı var kuşkusuz. Bu yüzden farklı toplumsal katmanlardan insanlar ete kemiğe bürünerek katılıyor öykülerine ve yerlerini yadırgamıyor, yadırgatmıyorlar. Kendi deyişiyle, "Her şey gibi onlar da hayata dahil. Gerçekler. Bazıları ben, bazıları şu köprünün altındaki insanlar... Varlar yani. Hayatın bütünleyenleri işte. Yoktan bir karakter yaratmak zor değil; ama o zaman deneysel bir fotoğraf olur bu. Ben baskı üzerinde oynamak, yeniden yaratmak istemiyorum. Daha doğrusu yaratmak değil, varolanı aktarmak istiyorum. Zorlamadan, fazla esnetmeden. Kendime uydurarak değil, o anın duygusuna teslim olarak..."
2004 Yaşar Nabi Nayır Öykü Ödülü'ne değer bulunan Temel Karataş, hayata ve yaşantılara dikkatle bakan bir öykücü; ara sokaklarda, işçi hanlarında, kamyoncu barınaklarında, küçük dükkanlarda dolaşıyor. Gazeteci oluşunun da bunda payı var kuşkusuz. Bu yüzden farklı toplumsal katmanlardan insanlar ete kemiğe bürünerek katılıyor öykülerine ve yerlerini yadırgamıyor, yadırgatmıyorlar. Kendi deyişiyle, "Her şey gibi onlar da hayata dahil. Gerçekler. Bazıları ben, bazıları şu köprünün altındaki insanlar... Varlar yani. Hayatın bütünleyenleri işte. Yoktan bir karakter yaratmak zor değil; ama o zaman deneysel bir fotoğraf olur bu. Ben baskı üzerinde oynamak, yeniden yaratmak istemiyorum. Daha doğrusu yaratmak değil, varolanı aktarmak istiyorum. Zorlamadan, fazla esnetmeden. Kendime uydurarak değil, o anın duygusuna teslim olarak..."