Ahmet Serdar Aydın'ın kaleminden “Yolculuk Ötüken Tamgası” adlı kitap bambaşka bir ses, bambaşka bir şekilde okuyucunun karşısına çıkarıyor Sungur'un gözünden bir tarihi. Rüyalar, gerçekler yolculuk izleğiyle alttan alta duyuruluyor, okuyucunun da bu serüvene iştiraki sağlanıyor böylelikle.Kürşad ve Kırk Çerisi, kahramanlıkları, bir mefkûre uğruna nasıl koca Çin ordusuyla savaştıklarını akıl almaz bir atmosferde ve ortamda dile getiriyor, adeta o anlara gidip o anı yaşıyor, o anları kahramanlarıyla birlikte biz de soluyoruz.
Mete Han ve ilk ordunun kuruluşuna dair betikler hafızalardan silinmeyecek bir berklikte ve dinamiklikte anlatılmış, canlı, duru, kıvrak bir dille...Rüyayla gerçek, geçmişle şimdiki zaman iç içe geçerek farklı bir hava katıyor romana.
Sungur gördüğü rüyasının peşinden giderken aynı zamanda sevdiği kızı bulma umuduyla da nasıl serüvenlere atıldığını görüyoruz. Roman gerçekten kurgusu ve diliyle de kendinden çok söz ettireceğe benziyor.
Ahmet Serdar Aydın'ın kaleminden “Yolculuk Ötüken Tamgası” adlı kitap bambaşka bir ses, bambaşka bir şekilde okuyucunun karşısına çıkarıyor Sungur'un gözünden bir tarihi. Rüyalar, gerçekler yolculuk izleğiyle alttan alta duyuruluyor, okuyucunun da bu serüvene iştiraki sağlanıyor böylelikle.Kürşad ve Kırk Çerisi, kahramanlıkları, bir mefkûre uğruna nasıl koca Çin ordusuyla savaştıklarını akıl almaz bir atmosferde ve ortamda dile getiriyor, adeta o anlara gidip o anı yaşıyor, o anları kahramanlarıyla birlikte biz de soluyoruz.
Mete Han ve ilk ordunun kuruluşuna dair betikler hafızalardan silinmeyecek bir berklikte ve dinamiklikte anlatılmış, canlı, duru, kıvrak bir dille...Rüyayla gerçek, geçmişle şimdiki zaman iç içe geçerek farklı bir hava katıyor romana.
Sungur gördüğü rüyasının peşinden giderken aynı zamanda sevdiği kızı bulma umuduyla da nasıl serüvenlere atıldığını görüyoruz. Roman gerçekten kurgusu ve diliyle de kendinden çok söz ettireceğe benziyor.