Gelecek dönemde uzaktan çalışma hayatının bireyler üzerinde daha fazla etkisi olacak, bireyi 360 derece çevreleyen tüm etkenler bu yeni dönemle şekil ve boyut değiştirecektir. Var olan bilgi kaynaklarının değişmesi ve bilgi birikimin artması ile birlikte insanlar ve örgütler tarafından kabul edilen yazılı ve yazılı olmayan değerlerin, politikaların, normların, kuralların yeniden yorumlanması zorunluluk haline gelecektir.
Bu kitap, pandeminin getirdiği yeni normlara; yönetim perspektifinden farklı bir pencere açarak ve iş dünyasıyla ilgili bilgilerimizi genç akademisyenlerin gözünden güncelleyerek bakıyor.
Komplo teorileri bir yana, 2020 yılının ilk altı aylık döneminde “öğretilen” kitlesel ve küresel korku, Covid-19'a benzer yeni bir “sosyal virüs”ün oluşumuna işaret ediyor. Bu, endüstri 4.0'ın dayattığı, küresel üretim ve tüketim kültürünün köklü dönüşümü ve yönetimde yepyeni bir dönemin başlangıcını işaret ediyor. Yeni iletişim teknolojileri ile toplumsal yapının her katmanında değişim ve dönüşümün yaşandığı, yönetim alanında yeni parametrelerin oluştuğu bir süreç. Uzaktan çalışmanın zorunlu kılındığı, esnek çalışma sistemlerinin uygulandığı koşullarda; teknoloji, yenilik ve sürekli gelişim ile henüz tanışmamış yapıların sürdürülebilirliklerini muhafaza etmek için yeni bir bakış açısı geliştirmek zorunluluğu ile tanımlanan bu süreç, incelenmeye muhtaç.
Devlet ve ekonomi düzleminde değişim sürerken yönetimin de köklü bir değişim sürecinden geçeceğini söylemek mümkün. Bu değişimde; İşgücü belirsizliği, siber güvenlik risk seviyeleri tanımları, sistematik risk farkındalığı, home-office çalışma eğitimleri yanında daha az mikro yönetim, sonuç ve güven odaklı çalışma etiğinin yaratacağı hassasiyetlerin ve esnek çalışma düzenlemelerinin değer yaratma sürecinde yeniden tanımlanması gerektiğine şüphe yok. Her türlü krizi fırsata dönüştürme refleksinin sancılı reformlara karşı korunma ve dayanıklılığı artırma süreçleri olarak şekillendirilmesinin, yönetimleri zorlayıcı faktörler olarak öne çıkacağına dair öngörüler mevcutken yönetime artık farklı bir pencereden bakma zamanı.
Topyekûn endüstri ilişkilerinde ve özellikle hizmet sektöründe ve çalışma biçim ve modellerinde (uzaktan çalışma kısmi veya kısa süreli veya part time) ve daha pek çok alanda köklü değişimlerin yaşanacağı gerçeğinden hareketle öngörülü yönetsel politikaların oluşturulması önem arz ediyor.
Bu düşüncelerden hareketle bu çalışmada, ekzojen koşulların böylesine değiştiği ve belirsizliğin hâkim olduğu kriz ortamında yönetim ve yönetimde meydana gelen dönüşümle ilgili tespitlere yer verilmiş, konu ile ilgili pandemi dönemi ve sonrasına ilişkin bazı görüşler ortaya konulmaya çalışılmıştır.
Gelecek dönemde uzaktan çalışma hayatının bireyler üzerinde daha fazla etkisi olacak, bireyi 360 derece çevreleyen tüm etkenler bu yeni dönemle şekil ve boyut değiştirecektir. Var olan bilgi kaynaklarının değişmesi ve bilgi birikimin artması ile birlikte insanlar ve örgütler tarafından kabul edilen yazılı ve yazılı olmayan değerlerin, politikaların, normların, kuralların yeniden yorumlanması zorunluluk haline gelecektir.
Bu kitap, pandeminin getirdiği yeni normlara; yönetim perspektifinden farklı bir pencere açarak ve iş dünyasıyla ilgili bilgilerimizi genç akademisyenlerin gözünden güncelleyerek bakıyor.
Komplo teorileri bir yana, 2020 yılının ilk altı aylık döneminde “öğretilen” kitlesel ve küresel korku, Covid-19'a benzer yeni bir “sosyal virüs”ün oluşumuna işaret ediyor. Bu, endüstri 4.0'ın dayattığı, küresel üretim ve tüketim kültürünün köklü dönüşümü ve yönetimde yepyeni bir dönemin başlangıcını işaret ediyor. Yeni iletişim teknolojileri ile toplumsal yapının her katmanında değişim ve dönüşümün yaşandığı, yönetim alanında yeni parametrelerin oluştuğu bir süreç. Uzaktan çalışmanın zorunlu kılındığı, esnek çalışma sistemlerinin uygulandığı koşullarda; teknoloji, yenilik ve sürekli gelişim ile henüz tanışmamış yapıların sürdürülebilirliklerini muhafaza etmek için yeni bir bakış açısı geliştirmek zorunluluğu ile tanımlanan bu süreç, incelenmeye muhtaç.
Devlet ve ekonomi düzleminde değişim sürerken yönetimin de köklü bir değişim sürecinden geçeceğini söylemek mümkün. Bu değişimde; İşgücü belirsizliği, siber güvenlik risk seviyeleri tanımları, sistematik risk farkındalığı, home-office çalışma eğitimleri yanında daha az mikro yönetim, sonuç ve güven odaklı çalışma etiğinin yaratacağı hassasiyetlerin ve esnek çalışma düzenlemelerinin değer yaratma sürecinde yeniden tanımlanması gerektiğine şüphe yok. Her türlü krizi fırsata dönüştürme refleksinin sancılı reformlara karşı korunma ve dayanıklılığı artırma süreçleri olarak şekillendirilmesinin, yönetimleri zorlayıcı faktörler olarak öne çıkacağına dair öngörüler mevcutken yönetime artık farklı bir pencereden bakma zamanı.
Topyekûn endüstri ilişkilerinde ve özellikle hizmet sektöründe ve çalışma biçim ve modellerinde (uzaktan çalışma kısmi veya kısa süreli veya part time) ve daha pek çok alanda köklü değişimlerin yaşanacağı gerçeğinden hareketle öngörülü yönetsel politikaların oluşturulması önem arz ediyor.
Bu düşüncelerden hareketle bu çalışmada, ekzojen koşulların böylesine değiştiği ve belirsizliğin hâkim olduğu kriz ortamında yönetim ve yönetimde meydana gelen dönüşümle ilgili tespitlere yer verilmiş, konu ile ilgili pandemi dönemi ve sonrasına ilişkin bazı görüşler ortaya konulmaya çalışılmıştır.