Ömer Seyfeddin 1884 yılında Balıkesir'in Gönen ilçesinde doğdu. 1903 yılında Harp Okulu'nu bitirdi. Genç Kalemler dergisini çıkardı. Balkan savaşlarına katıldı. Yunan esir kampında 10 ay süreyle esaret hayatı yaşadı. Kabataş Sultanîsi'nde edebiyat öğretmenliği yaptı. 1920 yılında 36 yaşında öldüğünde kısacık hayatına pek çok hikâye ve roman sığdırmıştı. Harem, Yüksek Ökçeler, Kaşağı, And, Diyet, Kütük, Penbe İncili Kaftan, Ashâb-ı Kehfimiz, Primo Türk Çocuğu, Horoz, Nezle, Türkçe Reçete, Perili Köşk bu güzel hikâyelerinden birkaçıdır.
Yüksek Ökçeler isimli hikâyesi Türk halkı tarafından o kadar çok sevilmiştir ki "Yüksek Ökçeler" adeta bir deyim şeklinde insanlarımızın günlük hayatında yer etmiştir. Buraya aldığımız Horoz, Nezle, Türkçe Reçete, Bir Vasiyetnâme gibi hikâyeleri Yüksek Ökçeler kadar tanınmamıştır. Ancak bütün bu hikâyelerinde, dönemin sosyal yaşantısının çok ilerisinde güzel bir hiciv ve canlı bir anlatım göze çarpar. Çoğu savaş yılları içerisinde yayınlanmış bulunan bu hikâyelerde öne çıkarılan kahramanlar Ömer Seyfeddin'in toplumun çok ilerisinde yaşayan aydın kimliğinin birer kanıtı, güzel Türkçesi'nin yaşayan birer belgesidir.
Ömer Seyfeddin 1884 yılında Balıkesir'in Gönen ilçesinde doğdu. 1903 yılında Harp Okulu'nu bitirdi. Genç Kalemler dergisini çıkardı. Balkan savaşlarına katıldı. Yunan esir kampında 10 ay süreyle esaret hayatı yaşadı. Kabataş Sultanîsi'nde edebiyat öğretmenliği yaptı. 1920 yılında 36 yaşında öldüğünde kısacık hayatına pek çok hikâye ve roman sığdırmıştı. Harem, Yüksek Ökçeler, Kaşağı, And, Diyet, Kütük, Penbe İncili Kaftan, Ashâb-ı Kehfimiz, Primo Türk Çocuğu, Horoz, Nezle, Türkçe Reçete, Perili Köşk bu güzel hikâyelerinden birkaçıdır.
Yüksek Ökçeler isimli hikâyesi Türk halkı tarafından o kadar çok sevilmiştir ki "Yüksek Ökçeler" adeta bir deyim şeklinde insanlarımızın günlük hayatında yer etmiştir. Buraya aldığımız Horoz, Nezle, Türkçe Reçete, Bir Vasiyetnâme gibi hikâyeleri Yüksek Ökçeler kadar tanınmamıştır. Ancak bütün bu hikâyelerinde, dönemin sosyal yaşantısının çok ilerisinde güzel bir hiciv ve canlı bir anlatım göze çarpar. Çoğu savaş yılları içerisinde yayınlanmış bulunan bu hikâyelerde öne çıkarılan kahramanlar Ömer Seyfeddin'in toplumun çok ilerisinde yaşayan aydın kimliğinin birer kanıtı, güzel Türkçesi'nin yaşayan birer belgesidir.