Yumurta, Amerikan edebiyatının en önemli yazarlarından Sherwood Anderson'ın, yalnız, kabuğunun içine hapsolmuş, bocalayan ruhlarıyla hayatta kalmaya, kabuğunu kırmaya çalışan insanlara odaklandığı öykülerinden oluşuyor. Yazdıklarıyla kendinden sonra gelen Ernest Hemingway, William Faulkner, Thomas Wolfe, John Steinbeck gibi yazarları da etkileyen Anderson, küçük kasabalardaki insanlardan yola çıkarak aslında bütün insanlara uzanıyor.
“Filozofların çoğu tavuk çiftliklerinde büyümüş olmalı. Bir tavuktan çok şey umut edersin ama korkunç bir şekilde hayal kırıklığına uğrarsın. Küçük tavuklar, hayat yolculuğuna yeni çıkıyorlar, çok parlak ve uyanık görünüyorlar ama aslında korkunç derecede aptallar. İnsanlara o kadar çok benziyorlar ki, insanın hayatla ilgili yargılarını karıştırıyorlar.”
“Sherwood Anderson bizim dönemimiz Amerikan yazarlarının öncüsüdür. O, sonraki kuşaklara aktarılacak bir geleneğin, asıl değeri hiçbir zaman tam olarak bilinememiş, en önemli temsilcisidir.”
William Faulkner
Yumurta, Amerikan edebiyatının en önemli yazarlarından Sherwood Anderson'ın, yalnız, kabuğunun içine hapsolmuş, bocalayan ruhlarıyla hayatta kalmaya, kabuğunu kırmaya çalışan insanlara odaklandığı öykülerinden oluşuyor. Yazdıklarıyla kendinden sonra gelen Ernest Hemingway, William Faulkner, Thomas Wolfe, John Steinbeck gibi yazarları da etkileyen Anderson, küçük kasabalardaki insanlardan yola çıkarak aslında bütün insanlara uzanıyor.
“Filozofların çoğu tavuk çiftliklerinde büyümüş olmalı. Bir tavuktan çok şey umut edersin ama korkunç bir şekilde hayal kırıklığına uğrarsın. Küçük tavuklar, hayat yolculuğuna yeni çıkıyorlar, çok parlak ve uyanık görünüyorlar ama aslında korkunç derecede aptallar. İnsanlara o kadar çok benziyorlar ki, insanın hayatla ilgili yargılarını karıştırıyorlar.”
“Sherwood Anderson bizim dönemimiz Amerikan yazarlarının öncüsüdür. O, sonraki kuşaklara aktarılacak bir geleneğin, asıl değeri hiçbir zaman tam olarak bilinememiş, en önemli temsilcisidir.”
William Faulkner