Kıymetli Okuyucularımız,
Bu bir ağaç… İnsanı insan yapan ağaç.
Kökü Îman ve İhlâs…
Gövdesi Adâlet ve İstikamet…
Meyvesi Merhamet ve Rahmet…
Ne gariptir ki insan hep yasak ağaca yaklaşıyor da, bu şeref ve izzet ağacından uzak kalıyor.
“Ağacın kökündeki çürük, yaprak ve meyvelerinde; kalpteki gaflet ve kasvet ise, kişinin hâl ve davranışlarında kendini gösterir.”
Bugün dünyada ve kendi toplumumuzda şiddet varsa, vahşet varsa, zulüm varsa, merhametsizlik varsa, elbette sebebi kökte aramamız gerekiyor.
Îmânımızı tazelemek, samimiyetlerimizi tazelemek, köklerimize dönüp yabânî aşıları üzerimizden temizlemek zamanı. Îmânımıza ve samimiyetimize karşı düşmanlık eden çok. Her nefeste ve son nefeste ona saldırılar kesilmeyecek. O hâlde, birbirimize yardım etmeliyiz:
“Ey îmân edenler! Eğer siz Allâh'a yardım ederseniz (yani O'nun dînini yaşar ve yaşatırsanız) O da size yardım eder, ayaklarınızı kaydırmaz.” (Muhammed, 7)
Allâh'ın dînine yardım da kendi kendimize yardım.
Allâh'ın dînine yardım; maddî ve mânevî açlarımızı doyurmamız…
Kalbin Sanatı: Doyurmakla Doymak!..
Kimseyi yalnız hissettirmeyecek derecede beraberlik, kardeşlik, merhamet ve rahmet…
Yalnızlar Seninle Sevinsin
Bu, ister yap ister yapma tarzında basitliğinde değil:
Kıyamet Mesuliyetimiz
Kalpleri yarıp bakamayız, kimseyi îmân imtihanına da sokamayız! Fakat o ağacın çiçeğini sorarız, meyvesini ararız.
Çünkü;
Merhamet ve şefkatin bulunmadığı bir toplumda insanlıktan bahsedilemez.
O toplumda insan yoktur, vahşet vardır.
Ne acı ki; kökteki îman zaaflarından doğan, evdeki, sokaktaki, toplumdaki şiddeti, yine îmansızlardan gelen yabânî aşılarla ve zehirli sarmaşıklarla çözmeye çalışmışız.
Mevzumuz o ağaç… Gönüllerdeki îmân ağacı… Ona dadanan nifak, riyâ ve gösteriş kurtçukları…
Genel Yayın Yönetmenimiz M. Ali Eşmeli; gerçek merhamet ile merhamet yerine konan acımasızlıkları ayırt etmenin ehemmiyetine dikkatimizi çekti.
Muhterem Osman Nûri Topbaş Hocaefendi; «İslâm'da İhlâs ve Samimiyet» mevzuunu, asr-ı saâdetten günümüze müstesnâ örneklerle serdetti. Îman cevherine çizik bile düşmemesi için gösterilmesi gereken ihtimâmı anlattı.
Osman Nûri Topbaş Üstâdımız yeni bir köşe ile «Kıssalardan Hisseler» ile sizlerin gönül dünyasına; Kur'ân'dan, Sünnet'ten ve Hak dostlarından menkıbelerin, yaşanmış hâdiselerin dili ile seslenecek. Bu sayımızda «Hak» meselesi etraflıca ifadesini bulmakta.
Kalem erbâbı; ihlâsı ve nifâkı, samimiyeti ve ikiyüzlülüğü âdeta teşrih ettiler.
Kalbî hastalıkların devrimizdeki bir şekli de oryantalist tesirlerle meydana gelen tarihselcilik gibi sapmalar. Bunların, Kur'ân'a bakışlarında nasıl ateist ve deistlerin yanına düşebildiklerinin acınası manzarası…
Kulluk imtihanı nedir, ne değildir? İnanca çengel suallerde çok karşımıza çıkan «imtihan» üzerinden tenkitlere cevaplar…
Maske; tedbir günlerinin, yeni normalin bir zarureti. Fakat tedâîsi maskeli yüzler… Sıhhat maskelerimizi takıp, nifak maskelerini yırtmaya davetliyiz.
Sahteliklerden uzaklaşmaya, samimiyeti artırmaya, sosyal medya şablonlarından, kalıplaşmış moda hezeyanlarından, nereye inip çıkacağı belli olmayan trendlerden tevbe etmeye, ezcümle tecdîd-i îmâna davetliyiz.
Bunun için hiç alınganlık göstermeden, Kur'ân ve Sünnet'in saydığı nifak alâmetlerini gözden geçirip; «Bunlardan ne kadar uzağım?» testine hazır mıyız?
Yüzakıyla….
Kıymetli Okuyucularımız,
Bu bir ağaç… İnsanı insan yapan ağaç.
Kökü Îman ve İhlâs…
Gövdesi Adâlet ve İstikamet…
Meyvesi Merhamet ve Rahmet…
Ne gariptir ki insan hep yasak ağaca yaklaşıyor da, bu şeref ve izzet ağacından uzak kalıyor.
“Ağacın kökündeki çürük, yaprak ve meyvelerinde; kalpteki gaflet ve kasvet ise, kişinin hâl ve davranışlarında kendini gösterir.”
Bugün dünyada ve kendi toplumumuzda şiddet varsa, vahşet varsa, zulüm varsa, merhametsizlik varsa, elbette sebebi kökte aramamız gerekiyor.
Îmânımızı tazelemek, samimiyetlerimizi tazelemek, köklerimize dönüp yabânî aşıları üzerimizden temizlemek zamanı. Îmânımıza ve samimiyetimize karşı düşmanlık eden çok. Her nefeste ve son nefeste ona saldırılar kesilmeyecek. O hâlde, birbirimize yardım etmeliyiz:
“Ey îmân edenler! Eğer siz Allâh'a yardım ederseniz (yani O'nun dînini yaşar ve yaşatırsanız) O da size yardım eder, ayaklarınızı kaydırmaz.” (Muhammed, 7)
Allâh'ın dînine yardım da kendi kendimize yardım.
Allâh'ın dînine yardım; maddî ve mânevî açlarımızı doyurmamız…
Kalbin Sanatı: Doyurmakla Doymak!..
Kimseyi yalnız hissettirmeyecek derecede beraberlik, kardeşlik, merhamet ve rahmet…
Yalnızlar Seninle Sevinsin
Bu, ister yap ister yapma tarzında basitliğinde değil:
Kıyamet Mesuliyetimiz
Kalpleri yarıp bakamayız, kimseyi îmân imtihanına da sokamayız! Fakat o ağacın çiçeğini sorarız, meyvesini ararız.
Çünkü;
Merhamet ve şefkatin bulunmadığı bir toplumda insanlıktan bahsedilemez.
O toplumda insan yoktur, vahşet vardır.
Ne acı ki; kökteki îman zaaflarından doğan, evdeki, sokaktaki, toplumdaki şiddeti, yine îmansızlardan gelen yabânî aşılarla ve zehirli sarmaşıklarla çözmeye çalışmışız.
Mevzumuz o ağaç… Gönüllerdeki îmân ağacı… Ona dadanan nifak, riyâ ve gösteriş kurtçukları…
Genel Yayın Yönetmenimiz M. Ali Eşmeli; gerçek merhamet ile merhamet yerine konan acımasızlıkları ayırt etmenin ehemmiyetine dikkatimizi çekti.
Muhterem Osman Nûri Topbaş Hocaefendi; «İslâm'da İhlâs ve Samimiyet» mevzuunu, asr-ı saâdetten günümüze müstesnâ örneklerle serdetti. Îman cevherine çizik bile düşmemesi için gösterilmesi gereken ihtimâmı anlattı.
Osman Nûri Topbaş Üstâdımız yeni bir köşe ile «Kıssalardan Hisseler» ile sizlerin gönül dünyasına; Kur'ân'dan, Sünnet'ten ve Hak dostlarından menkıbelerin, yaşanmış hâdiselerin dili ile seslenecek. Bu sayımızda «Hak» meselesi etraflıca ifadesini bulmakta.
Kalem erbâbı; ihlâsı ve nifâkı, samimiyeti ve ikiyüzlülüğü âdeta teşrih ettiler.
Kalbî hastalıkların devrimizdeki bir şekli de oryantalist tesirlerle meydana gelen tarihselcilik gibi sapmalar. Bunların, Kur'ân'a bakışlarında nasıl ateist ve deistlerin yanına düşebildiklerinin acınası manzarası…
Kulluk imtihanı nedir, ne değildir? İnanca çengel suallerde çok karşımıza çıkan «imtihan» üzerinden tenkitlere cevaplar…
Maske; tedbir günlerinin, yeni normalin bir zarureti. Fakat tedâîsi maskeli yüzler… Sıhhat maskelerimizi takıp, nifak maskelerini yırtmaya davetliyiz.
Sahteliklerden uzaklaşmaya, samimiyeti artırmaya, sosyal medya şablonlarından, kalıplaşmış moda hezeyanlarından, nereye inip çıkacağı belli olmayan trendlerden tevbe etmeye, ezcümle tecdîd-i îmâna davetliyiz.
Bunun için hiç alınganlık göstermeden, Kur'ân ve Sünnet'in saydığı nifak alâmetlerini gözden geçirip; «Bunlardan ne kadar uzağım?» testine hazır mıyız?
Yüzakıyla….