“Pyotr Andreyiç Grinyov'un notları burada kesiliyor. Aile arasında anlatılanlardan, 1774 yılısonunda özel bir buy¬rukla hapisten kurtulduğunu, Pugaçev'in idamında bulun¬duğunu, haydudunkalabalık arasında onu tanıyarak başıyla selamladığını öğreniyoruz. Bu baş, az sonra, kanlar içerisinde ve cansız olarak halka gösterilmişti. Pyotr Andreyiç kısa bir süre sonra Marya İvanovna'yla evlenmiş. Çocukları, Simbirsk ilinde bolluk içinde yaşıyor¬lar şimdi. Otuz verst ötede,on derebeyinin ortak malı olan bir köy vardır. Bey evlerinden birinin duvarında, camlı, çerçeveli bir mektup asılıdır. Bu, İkinci Katerina'nın kendi eliyle Pyotr Andreyiç'in babasına yazdığı, ona oğlunun suçsuzluğunu bildiren, Yüzbaşı Mironov'un kızının da zekâsını, ahlakını öven mektuptur. Pyotr Andreyiç Grinyov'un anılarını, dedesinin hikâye ettiği zamanla ilgili bir iş üzerinde çalıştığımızı öğrenen bir torunu vermişti bize. Yazarın akrabalarının izniyle, bunları olduğu gibi yayımlamaya karar verdik. Yalnız, her bölümün başına uygun bir yazıt bul¬duk; bir de bazı özel adları değiştirmeye cesaret ettik.” 19 Ekim 1836
“Pyotr Andreyiç Grinyov'un notları burada kesiliyor. Aile arasında anlatılanlardan, 1774 yılısonunda özel bir buy¬rukla hapisten kurtulduğunu, Pugaçev'in idamında bulun¬duğunu, haydudunkalabalık arasında onu tanıyarak başıyla selamladığını öğreniyoruz. Bu baş, az sonra, kanlar içerisinde ve cansız olarak halka gösterilmişti. Pyotr Andreyiç kısa bir süre sonra Marya İvanovna'yla evlenmiş. Çocukları, Simbirsk ilinde bolluk içinde yaşıyor¬lar şimdi. Otuz verst ötede,on derebeyinin ortak malı olan bir köy vardır. Bey evlerinden birinin duvarında, camlı, çerçeveli bir mektup asılıdır. Bu, İkinci Katerina'nın kendi eliyle Pyotr Andreyiç'in babasına yazdığı, ona oğlunun suçsuzluğunu bildiren, Yüzbaşı Mironov'un kızının da zekâsını, ahlakını öven mektuptur. Pyotr Andreyiç Grinyov'un anılarını, dedesinin hikâye ettiği zamanla ilgili bir iş üzerinde çalıştığımızı öğrenen bir torunu vermişti bize. Yazarın akrabalarının izniyle, bunları olduğu gibi yayımlamaya karar verdik. Yalnız, her bölümün başına uygun bir yazıt bul¬duk; bir de bazı özel adları değiştirmeye cesaret ettik.” 19 Ekim 1836