Aleksandr Puşkin'in olaylar üzerine inşa ettiği ünlü romanı Yüzbaşının Kızı, romantizmle başlar. Daha sonra Rusya'nın çarlık döneminde yaşadığı çalkantıları izlerken bulur okur kendisini. Akıcı dili, toplumcu gerçekçi yaklaşımıyla eser, mutlak iyi ya da kötünün neden var olamayacağını hatırlatır: 'İşte o an köylü, yataktan fırladığı gibi baltayı kaptı ve dört bir tarafa raztgele sallamaya başladı. Kaçmak istedim, fakat yapamadım. Oda cesetlerle dolmuştu. Ölü bedenlere takılıyor ve kanlara basıp kayıyordum. Korkunç köylü bana sevecenlikle sesleniyordu. 'Korkma, gel de bir hayır duamı al' diyordu. Üzerimi panik ve dehşet sarmıştı. Tam o sırada uyandım.'
Aleksandr Puşkin'in olaylar üzerine inşa ettiği ünlü romanı Yüzbaşının Kızı, romantizmle başlar. Daha sonra Rusya'nın çarlık döneminde yaşadığı çalkantıları izlerken bulur okur kendisini. Akıcı dili, toplumcu gerçekçi yaklaşımıyla eser, mutlak iyi ya da kötünün neden var olamayacağını hatırlatır: 'İşte o an köylü, yataktan fırladığı gibi baltayı kaptı ve dört bir tarafa raztgele sallamaya başladı. Kaçmak istedim, fakat yapamadım. Oda cesetlerle dolmuştu. Ölü bedenlere takılıyor ve kanlara basıp kayıyordum. Korkunç köylü bana sevecenlikle sesleniyordu. 'Korkma, gel de bir hayır duamı al' diyordu. Üzerimi panik ve dehşet sarmıştı. Tam o sırada uyandım.'