Little Tall Adası sakinleri, kuzeydoğudan esen korkunç fırtınaya defalarca maruz kalmıştı ama bu sefer durum çok farklıydı. Fırtına, beraberinde çok daha kötü bir şeyi de beraberinde getirmişti çünkü. Adaya ilk kar taneleri düşerken, yaşlı Martha Clarendon kelimelerle anlatılamayacak kadar korkunç bir şekilde öldü. Bu ölümün sorumlusu Andre Ligone'ydi ama kendisini yakalamaya geleceklerini bildiği halde, gümüş kurt başlı bastonuyla Martha'nın koltuğunda oturmuş bekliyordu. Ada sakinlerini birbirleriyle, en kötüsü de kendi kendileriyle karşı karşıya getiren bu zihin okuyucu şeytani adam, kısa sürede tam bir kabus haline geldi. İğrenç sırların kanlı işaretlerle, büyünün ölümcül gerçeklerle iç içe geçtiği ve çocukların bile ölümü enselerinde hissettiği bu kabustan kurtulabilmenin ise yalnızca tek bir yolu vardı. Ligone de onu öneriyordu zaten: "Bana istediğimi verin, gideyim!" Tüm zamanların en iyi korku romanı yazarı Stephen King, ABC televizyonunca dizi yapılan bu kitapta insanın içini ürpertiyor.
Little Tall Adası sakinleri, kuzeydoğudan esen korkunç fırtınaya defalarca maruz kalmıştı ama bu sefer durum çok farklıydı. Fırtına, beraberinde çok daha kötü bir şeyi de beraberinde getirmişti çünkü. Adaya ilk kar taneleri düşerken, yaşlı Martha Clarendon kelimelerle anlatılamayacak kadar korkunç bir şekilde öldü. Bu ölümün sorumlusu Andre Ligone'ydi ama kendisini yakalamaya geleceklerini bildiği halde, gümüş kurt başlı bastonuyla Martha'nın koltuğunda oturmuş bekliyordu. Ada sakinlerini birbirleriyle, en kötüsü de kendi kendileriyle karşı karşıya getiren bu zihin okuyucu şeytani adam, kısa sürede tam bir kabus haline geldi. İğrenç sırların kanlı işaretlerle, büyünün ölümcül gerçeklerle iç içe geçtiği ve çocukların bile ölümü enselerinde hissettiği bu kabustan kurtulabilmenin ise yalnızca tek bir yolu vardı. Ligone de onu öneriyordu zaten: "Bana istediğimi verin, gideyim!" Tüm zamanların en iyi korku romanı yazarı Stephen King, ABC televizyonunca dizi yapılan bu kitapta insanın içini ürpertiyor.