"…Agnes, geleceğe dair anılarının uzun metraj bir rüya olup olmadığını düşündü. Kıvrılıp uzanan zaman mekân eğrisinde, benliğinin bir elektrik fırtınasına kapılıp fırlatıldığını hissetti. Bu tıngır mıngır sallanan vagonun içinde, varoluşsal bir kriz geçirdi.
O dönemin kadınsal histerisi.”
Rüyalar, mezar hırsızları, korsanlar, bilim kadınları, askerler, afyonlar, falcılar ve maymunlar…
Farklı yüzyıllardan ve coğrafyalardan gelen kahramanlar, başlarına gelen sıra dışı tesadüflerden sonra, yaşamın rastgeleliğini kucaklayıp, kendilerini yeniden inşa ederler. İpek Bayraktar'ın ilk kitabı büyülü gerçeklik tarzındaki beş öyküden oluşuyor. Okuyucuyu yaşamın, absürt ama insani karmaşası içerisinde, keyifle anlam aramaya cesaretlendiriyor.
"…Agnes, geleceğe dair anılarının uzun metraj bir rüya olup olmadığını düşündü. Kıvrılıp uzanan zaman mekân eğrisinde, benliğinin bir elektrik fırtınasına kapılıp fırlatıldığını hissetti. Bu tıngır mıngır sallanan vagonun içinde, varoluşsal bir kriz geçirdi.
O dönemin kadınsal histerisi.”
Rüyalar, mezar hırsızları, korsanlar, bilim kadınları, askerler, afyonlar, falcılar ve maymunlar…
Farklı yüzyıllardan ve coğrafyalardan gelen kahramanlar, başlarına gelen sıra dışı tesadüflerden sonra, yaşamın rastgeleliğini kucaklayıp, kendilerini yeniden inşa ederler. İpek Bayraktar'ın ilk kitabı büyülü gerçeklik tarzındaki beş öyküden oluşuyor. Okuyucuyu yaşamın, absürt ama insani karmaşası içerisinde, keyifle anlam aramaya cesaretlendiriyor.