"O gün öğle yemeğinden sonra, Emir'le gediz dolaşmaya çıktılar, şatonun çevresinde akan su boyunca yürüdüler. İçlerinde, yüreklerinden geçen haff bir sızı vardı. Ayrılmaları yaklaşmıştı. Emir Gediz'den kendisine şiirlerinden birkaçını okumasını istedi. O da, Gediz'e bir iki şiirini beceriksiz bulduğu satırlarda söze döktü. Küçük evlerin arasından geçip yemyeşil bahçelere doğru yürüyüş yaptılar."
Sonra ne mi oldu?" "Sevgi kuşlar gibi uçtu , onları da taktı kanatlarına..."
"O gün öğle yemeğinden sonra, Emir'le gediz dolaşmaya çıktılar, şatonun çevresinde akan su boyunca yürüdüler. İçlerinde, yüreklerinden geçen haff bir sızı vardı. Ayrılmaları yaklaşmıştı. Emir Gediz'den kendisine şiirlerinden birkaçını okumasını istedi. O da, Gediz'e bir iki şiirini beceriksiz bulduğu satırlarda söze döktü. Küçük evlerin arasından geçip yemyeşil bahçelere doğru yürüyüş yaptılar."
Sonra ne mi oldu?" "Sevgi kuşlar gibi uçtu , onları da taktı kanatlarına..."