"Zamanında, Kürtçe konuşanları sana ihbar etsin diye aramıza ajan soktun. Ajanları onurlandırıp bizleri de ezdin. Köyde senin gücüne kimsenin karşı koyamayacağını biliyordun tabii ki. İyi kullandın o gücü.
Hocam, Allah aşkına, bütün çocuklara Kürtçe konuşma yasağı koyduğunda evinde Kürtçeden başka bir dil bilen yokken, sen ailenle hangi lisanı konuşuyordun?
Kazım öğretmen, yetmişine merdiven dayamıştı. Saçları iyice ağarmıştı ama hala heybetli duruyordu. Önüne baktı. Biraz düşündükten sonra başını kaldırdı ve göz göze geldik.
"Bazen devlet de, öğretmen de yanılabilir," diyebildi.”
"Zamanında, Kürtçe konuşanları sana ihbar etsin diye aramıza ajan soktun. Ajanları onurlandırıp bizleri de ezdin. Köyde senin gücüne kimsenin karşı koyamayacağını biliyordun tabii ki. İyi kullandın o gücü.
Hocam, Allah aşkına, bütün çocuklara Kürtçe konuşma yasağı koyduğunda evinde Kürtçeden başka bir dil bilen yokken, sen ailenle hangi lisanı konuşuyordun?
Kazım öğretmen, yetmişine merdiven dayamıştı. Saçları iyice ağarmıştı ama hala heybetli duruyordu. Önüne baktı. Biraz düşündükten sonra başını kaldırdı ve göz göze geldik.
"Bazen devlet de, öğretmen de yanılabilir," diyebildi.”