Ziya Gökalp yirminci yüzyılda Türkiye'nin yetiştirdiği en önemli sistematik düşünürdür. Çok sayıda etnik oluşumu içinde barındıran Osmanlı İmparatorluğu'ndan bir ulus-devlet olan Türkiye Cumhuriyeti'ne geçiş sürecine egemen olmuş derin bir bunalım ve değişim döneminde yaşamış ve yazmıştır. Siyasi karışıklıklar, ekonomik iflas, Dünya Savaşı ve yeni kültürel değerler edinmeye yönelik umutsuz arayışların oluşturduğu koşullarda, Türkiye'nin ulusal canlanışını ve kimliğini sağlamayı amaçlayan bir çalışmayla, Türk, İslam ve Batı değerleriyle kavramlarının bir bireşimini yaratmayı denemiştir. Gökalp'in sistemi, döneminin egemen görüşlerinin, Avrupa korporatizmiyle ulusal siyaset anlayışının bir karışımı halinde kodifikasyonu olarak ele alınabilir. Aynı zamanda, daha sonraki gelişmeler için de bir esin kaynağı ve çıkış noktası olarak görülebilir. Başka bir deyişle Gökalp'in sistemi, Türkiye'de yürürlükte olmuş temel siyasi söylem ve pratiğin parametrelerini koymuştur. Türkiye'deki belli başlı ideolojik konumlar, bazen açıkça belirtilerek ama çoğunlukla zımnen, Gökalp'in kapsayıcı korporatist modelinden türetilmiştir.
Ziya Gökalp yirminci yüzyılda Türkiye'nin yetiştirdiği en önemli sistematik düşünürdür. Çok sayıda etnik oluşumu içinde barındıran Osmanlı İmparatorluğu'ndan bir ulus-devlet olan Türkiye Cumhuriyeti'ne geçiş sürecine egemen olmuş derin bir bunalım ve değişim döneminde yaşamış ve yazmıştır. Siyasi karışıklıklar, ekonomik iflas, Dünya Savaşı ve yeni kültürel değerler edinmeye yönelik umutsuz arayışların oluşturduğu koşullarda, Türkiye'nin ulusal canlanışını ve kimliğini sağlamayı amaçlayan bir çalışmayla, Türk, İslam ve Batı değerleriyle kavramlarının bir bireşimini yaratmayı denemiştir. Gökalp'in sistemi, döneminin egemen görüşlerinin, Avrupa korporatizmiyle ulusal siyaset anlayışının bir karışımı halinde kodifikasyonu olarak ele alınabilir. Aynı zamanda, daha sonraki gelişmeler için de bir esin kaynağı ve çıkış noktası olarak görülebilir. Başka bir deyişle Gökalp'in sistemi, Türkiye'de yürürlükte olmuş temel siyasi söylem ve pratiğin parametrelerini koymuştur. Türkiye'deki belli başlı ideolojik konumlar, bazen açıkça belirtilerek ama çoğunlukla zımnen, Gökalp'in kapsayıcı korporatist modelinden türetilmiştir.